Kuraklık tehlikesi Türkiye ve Van’da etkisini sürdürürken, Van’da birçok gölet, baraj ve su kaynağı kuraklık nedeniyle yok oluyor.
Van Gölü’nün de nasibini aldığı kuraklık süreci devam ederken, Van ÇEVDER bu günle ilgili açıklama yaptı.
Türkiye’de sıcaklıklar artarken, kuraklık büyük bir tehlike olmaya devam ediyor. Son yıllarda kuraklıktan en çok etkilenen illerden biri olan Van’da birçok sulak alan kurudu. Van Gölü de kuraklıktan nasibini alırken, bu anlamda farkındalık çalışmaları da yapılıyor. Van’ın çevresel sorunlarını sık sık gündeme alan Van ÇEVDER, ‘Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’ne dair açıklama yaparak kuraklığın Van için önemine vurgu yaptı.
Dernek adına açıklamada bulunun Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer, bu günün önemine değinerek, “Birleşmiş Milletler(BM) olmak üzere kuraklık ve çölleşme ülkelerde Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 17 Haziran 1994 tarihinde imzalandı ve 1996’da yürürlüğe girdi. Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin imzaladığı tarihte her yıl 17 Haziran’da düzenlenen Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) Çölleşme ve Kuraklık Gününü bu yıl ki teması “Kuraklıktan Birlikte Yükselmek” olarak açıklandı” dedi.
Van’ın kurak bir kent olduğunu belirten Dinçer, “Türkiye’de suyun yüzde 72’si sulama, yüzde 11’i sanayi, yüzde 16’sı içme suyu olarak kullanılıyor. Bölgemizin verimli tarım alanları hem de geniş otlak alanları ile Türkiye’nin önemli tarım ve hayvancılığın merkezi durumundadır. Bölgemizde son yıllarda hissedilir derecede yağışların azalmasına bağlı mevsimsel eğilimine dikkat çekmektedir. Ancak bölgede tarım ve hayvancılık faaliyetleri, kuraklık ve çarpık kentleşme, yeşil alanların azlığı, bilinçsiz arazi kullanımı, tarım ve hayvancılık kaybedilmektedir. Bölgemizde kuraklık eğilimi olan kentlerimiz, Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkâri, Iğdır, Kars, Malatya, Tunceli, Van ilerimizdir” dedi.
Dinçer, kuraklıktan dolayı birçok yerin kuruduğunun altını çizerek, “Van’da kişi başına düşen su miktarı günlük 150 litredir. 1 milyon 200 bin nüfuslu Van’da tarım, hayvancılık ve sanayide kullanılan su miktarı 2 veya 3 katına çıkmaktadır. Van’da su tüketim miktarı günlük ortalama 150 litreden 200 litreye kadar artmaktadır. İklim krizi, yeraltı suları ile su kaynaklarının bilinçsiz kullanılması, artan kuraklık su miktarının azalmasına neden olmaktadır. Van denizinde ciddi oranda çekilmeler vardır, derinlik 100 metreden 40 metreye kadar düşmüştür. Kuraklıktan dolayı Van Gölü suları ciddi şekilde çekildi, Erciş Çelebi bağ flamingo yolu kurudu, Van Gölü etrafında bulunan sulak alanlardaki sular çekildi, Van’ın çevresinde bulunan irili ufaklı göl ve gölet kurudu. Akgöl, Değirmi Gölü, Sıhke Gölü, Zernek Barajı, Karasu, Şamran Kanalı, Keşiş Gölü, Zilan Deresi, Erciş Koçkiri Barajı’nda kuraklık nedeniyle sular çekildi” dedi.
Van’da bu anlamda tedbirlerin alınması gerektiğini aktaran Dinçer şunları söyledi: “Van Gölü’nde yaşayan, 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında göç eden İnci Kefali üreme döneminde, iklim değişikliği ve küresel ısınmadan dolayı yağış miktarının az olması, yapılan HES projelerinde kaynaklı üreme dönemlerinde üreyebilecek su olmayacaktır. Van’da yıl boyunca düşen yağış miktarının az olması kuraklığı tetikliyor. Kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımız dönemlerde doğal olarak tedbirler almak zorundayız.”
Dinçer, su tüketimine vurgu yaparak, “Dünya’da 2.5 milyar insanın temiz su kaynağına erişim imkânı bulunmuyor. Yılda kişi başına düşen yıllık kullanabilir su miktarı 5 bin metre küpten fazla olan ülkeler su zengini kabul edilir. Kişi başına yıllık tüketimi bin metreküpten az olan su fakiri olarak kabul edilmektedir. Dünya su kaynaklarının kısıtlı oluşuna karşı, son 50 yılda çarpıcı bir şekilde artmıştır. Dünyada kullanılan suyun yüzde 85’ini dünya nüfusunun yüzde 12’sini tüketmektedir. Su tüketimi tarım ve sanayide en fazla tüketilmektedir. Yüzde 8’i içme ve kullanma suyu olarak kullanılmaktadır. Çarpık kentleşme, sanayileşme, tarım ve sanayi atıklarının yeraltı sularına karışarak yok olmasına neden olmaktadır” ifadeleri kullandı.
Türkiye’nin yüzde 73’ünün çölleşme tehlikesi altında olduğunu dile getiren Dinçer, “Türkiye’de son 20 yılda kişi başına düşen su 4 bin metreküpten bin 400 metreküplere kadar indi. Bu rakamlar da bizi su fakiri sınıfına ekliyor. Türkiye’de kullanılabilir su miktarı 2 yılda 112 milyardan 100 milyar geriledi. Bu da bize ülkemizin su fakiri ülkeler sınıfında olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin yüzde 73’nün çölleşme tehlikesi altında. Ülkemizde erozyon, çölleşme nedenlerinin başında geliyor. Tarım arazilerinin yüzde 39’unda, mera arazilerinde yüzde 54’ünde erozyon görülüyor. Öte yandan büyüyen kentler verimli tarım arazilerinde azalmasına sebep oluyor. Tarım arazilerimiz, 1990-2022 yılları arasında yaklaşık 4 milyon hektar azalarak 27,9 milyon hektardan,23,9 milyon hektara geriledi” diye aktardı.
Kaynak: ŞEHRİVAN GAZETESİ