Son yıllarda kuraklığı ve kirliliğinin konuşulduğu Van Gölü, bu kez de sintine atığı sorunuyla gündeme geldi. Gemilerin bıraktığı atık olarak bilinen sintine, denizlerde ve kıyılarda kirliliğe neden olurken, önce tez olarak çalışılan, sonra da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisinde yer alan “Van Gölü’nde Sintine Suyu Kaynaklı Kirliliğin İncelenmesi” adlı çalışma de göldeki vahim durumu gözler önüne serdi.
Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nde kuraklık nedeniyle son yılların en büyük çekilmesi yaşanırken, göldeki kirliliğin yanı sıra sintine sorunu da gündeme geldi. Ülkenin ve bölgenin en önemli simgelerinden birisi olan Van Gölü konuşulurken, yaşanılan sorunlar ve gölün durumu endişenin farklı bir boyuta taşınmasına neden oldu. Van Gölü’nün kirliliği ve çekilmesi tartışılmaya devam ederken Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde hazırlanan bir tezde farklı tür bir kirliliğe dikkat çekildi. Rasim Akman tarafından hazırlanan tez çalışması daha sonra Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisinde yer Rasim Akman ve Doç. Dr. Ataman Altuğ Atıcı tarafından bir makale olarak da irdelendi. Çalışmada sintine atıklarının Van Gölü’ne doğrudan deşarj edilmesi, su kalitesinin düşmesine, su altı yaşamının zarar görmesi konularına vurgu yapıldı. Bu kirlilik nedeniyle bölgenin ekolojik dengesinin bozulmasına sebep olduğu yönünde tespitlerin paylaşıldığı makale gölün kirliliği adına önemli bir uyarı olurken makalenin gündeme aldığı konuyla ilgili Şehrivan’a konuşan Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Ali Emrah Dağer söz konusu sintine atıklarının yarattığı tehlikeye değindi.
Konu ilk olarak Atıcı danışmanlığında, Rasim Akman tarafından bir tez çalışması olarak hazırlandı. Daha sonra da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Su Ürünleri Mühendisliği Anabilim Dalı’nda makaleye dönüştürülen çalışmada Van Gölü ile ilgili çarpıcı tespitler paylaşıldı. O makalede; “Yapılan gözlemler ve elde edilen bulgular neticesinde balıkçı barınaklarının su yüzeyinde ince bir yağ tabakası olduğu gözlemlenmiştir. Gemi yaşına ve geminin bakımsızlığına bağlı makine bölümünden yağ sızıntılarının oluştuğu, bu durumun da aynı bölgelerdeki gemilerde farklı yağ-gres sonuçlarının oluşmasında etkili olduğu belirlenmiştir. Gemilerin birçoğunda sintine tankı bulunmazken, makine şaft yatağında biriken yağlı suların ve gemilerde yağ değişimleri sonucunda oluşan atık yağların doğrudan göl ortamına karıştığı görülmüştür. Gemilerin barınak olarak kullandığı kıyı bölgelerde AKT veya sintine toplama tankları olmamasından dolayı gemilerde biriken yağlı sintine sularının göle bırakıldığı tespit edilmiştir.” Denildi.
Tez çalışmasında sintine atık sorunuyla ilgili önemli öneriler sıralayan Akman, şunları belirtti: “Van Gölü’ndeki gemilerden kaynaklı söz konusu bu kirliliğin önüne geçilebilmesi için sintine tanklarına sahip olmayan gemilerin tonajlarına göre makine dairesinde sintine tankları yapılmalıdır. Gemilerde yağ değişiminde oluşan atık yağlar makine yatağına bırakılmamalı ve bu atıklar karaya çıkarılmalıdır. Makine dairesindeki otomatik sintine pompalarının atık su çıkışı sintine tankına bağlanmalıdır. Gemilerin barındıkları kıyı bölgelerine AKT veya sintine toplama tankları yapılmalı, biriken yağlı atıklar günlük veya haftalık olarak bu tesislere aktarılmalıdır.”
İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tatvan Liman Başkanlığı ve ilgili belediyeler tarafından sintine suyu kaynaklı su kirliliğine yönelik Van Gölü’nde ortak yönetim planları oluşturulmalıdır. Sintine suyunun neden olduğu kirlilik hakkında gemi adamlarına yönelik bilinçlendirici çalışmalar düzenlenmelidir. Van Gölü’nde artma tehlikesi gösteren sintine sularına bağlı kirliliğinin önüne geçilmesi için erken önlemlerin alınması gölün korunması açısından gereklidir.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Ali Emrah Dağer, “Van Gölü, ülkemizin önemli doğal varlıklarından biri olup, endemik türlerin yaşam alanı, turizm potansiyeli ve su kaynağı olarak büyük bir öneme sahiptir. Ancak, maalesef Van Gölü’nde bulunan teknelerden kaynaklanan sintine atığı sorunu büyük bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Van Gölü’nde faaliyet gösteren teknelerin sintine atıklarını bertaraf edebilecekleri uygun atık alma istasyonlarının bulunmaması büyük bir eksikliktir. Bu durum, çevre kirliliğinin artmasına ve Van Gölü’nün benzersiz ekosistemine zarar verilmesine yol açmaktadır. Sintine sorunu için bölgemizde bulunan bilimsel çalışmalarda mevcuttur. Gerekli krizin çözülmesi için bu konuda uzmanlarla çalışılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“Van Gölü’nde Sintine Suyu Kaynaklı Kirliliğin İncelenmesi” adlı makaleye dikkat çeken Dağer, şöyle konuştu: “Bu makalede durumun vahimliği yer almaktadır. Sintine atıklarının Van Gölü’ne doğrudan deşarj edilmesi, su kalitesinin düşmesine, su altı yaşamının zarar görmesine ve dolayısıyla bölgenin ekolojik dengesinin bozulmasına sebep olmaktadır. Ayrıca, bu durum Van Gölü’nün turistik cazibesini azaltmakta ve gelecek nesillerin Van Gölü’nün güzelliklerini keşfetmesini engellemektedir. Bu sorunun çözümü için acil önlemlerin alınması gerektiğini belirten Dağer, şu önerileri sıraladı: Van Gölü’nde teknelerin sintine atıklarını toplayabilecekleri uygun atık alma istasyonlarının kurulması için hızla çalışmaların başlatılmasını talep ediyoruz. Bu istasyonların teknelerin kolaylıkla erişebileceği noktalara yerleştirilmesi önemlidir.”
“Yine, gemi adamlarının sintine atıklarının çevresel etkileri ve doğru bertaraf yöntemleri konusunda bilgilendirilmesini sağlamak için çeşitli farkındalık kampanyalarının düzenlenmesini talep ediyoruz. Bu kampanyalar, gemi adamlarının sorumluluklarına vurgu yapmalı ve doğru davranışları teşvik etmelidir. Sintine atığı sorununun çözümü için düzenli denetimlerin yapılmasını ve atık bertarafı konusunda yasal yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz. Bu, sorumluluğu olmayanların sorumluluklarını yerine getirmesi için bir teşvik sağlayacak ve suçluların cezalandırılmasını sağlayacaktır.
Dağer, son olarak cümlelerini şöyle tamamladı: “Ayrıca yaptığımız görüşmeler ve araştırmalar neticesinde hiçbir limanda bu atıklar için depolama alanı bulunmuyor. Akdamar için taşımacılık yapan kooperatifin kendi imkanları ile sintine atığı depolama alanı yaptığını ancak bu konuda yeterince çalışmanın olmadığını görüyoruz. Havzada bulunan tüm ilgili kurumların bu konuda duyarsız kaldığını görüyoruz. Bu atık maddelerin verdiği zararlar ciddi bir sorundur. Van Gölü’nün korunması ve sürdürülebilirliği konusundaki hassasiyetimizi paylaşmanızı ve bu önemli sorunun çözümüne yönelik gerekli adımların ivedilikle atılması gerekmektedir. Van Gölü’nün kirletici kaynaklarını azaltılması artık hayati öneme sahiptir.”