Geçmiş Depremler Hayatımızda Hangi İzler Bıraktı

Peş peşe depremlerin yaşandığı Ülkemizde geçmişteki depremlerin izleri dururken dün meydan gelen sarsıntılarla aynı tabloyu tekrar yaşadık. İşte geçmişte yaşanılan depremlerin bazıları…

Geçmiş Depremler Hayatımızda Hangi İzler Bıraktı
Yayınlama: 07.02.2023
A+
A-

“TÜRKİYE’NİN YÜZDE 30’UNDA YIKICI DEPREM RİSKİ VAR”

Ülkemizde deprem sarsıntısı tehlikesine sahip alanların büyüklüğü 250.000 kilometrekaredir. Bu ise tüm ülke yüzölçümü ile kıyaslanırsa yaklaşık % 30’a karşılık gelir. Özetle, tüm Türkiye deprem tehdidi altındadır; ancak ülkenin % 30’u yıkıcılığı yüksek deprem tehlikesi altındadır.

“MARMARA’DA 250 YILDA BİR BÜYÜK DEPREM OLUR”

Marmara içerisinde yer alan fayların kırılma olasılığının büyük olduğu, bu faylar kırıldığı takdirde 7’den büyük bir deprem gerçekleşeceği ve böyle bir durumda sadece İstanbul’un değil Marmara çevresinde geniş bir alanın etkileneceğini uzun yıllardır konuşuyoruz. Bu durum 17 Ağustos 1999 depreminden sonra daha büyük bir olasılıkla gündeme geldi. Marmara’da ortalama 250 yılda bir büyük deprem oluyor. Son büyük depremler olarak 1509 ve 1766 depremlerini tarihi kaynaklardan öğreniyoruz.

“DEPREM 5 METRELİK KAYMA YARATACAK”

Bu da yaklaşık 250 yılda bir büyük deprem olduğu anlamına geliyor. 1766’dan bu yana 255 yıl geçtiğini dikkate alırsak tekrarlama aralığı dolmuş durumda. Öte yandan ölçümler Marmara Denizi’ndeki Kuzey Anadolu Fayı parçasının yılda ortalama 2 cm kadar hareket ettiğini gösteriyor. Bu da son 255 yılda 5 metre civarında bir atım biriktiğini gösteriyor.

Daha sade bir anlatımla Marmara’da beklenen deprem gerçekleştiğinde Yalova’daki bir nokta İstanbul’daki bir noktaya göre 5 metre batıya doğru kayacak. Benzer bir durum 17 Ağustos 1999 depreminde de yaşanmış, Sakarya’da fay üzerinde yer alan bir benzin istasyonunun iki pompası birbirine göre 5 metre kadar kaymıştı.

“MARMARA’DA DEPREMİN OLMA ZAMANI GELDİ”

Faylar hareket ettikleri zaman hareket ettikleri yöndeki kayaları sıkıştırır; bu da olması beklenen bir depremi daha öne çeker. Buna stres transferi ya da halk dili ile tetikleme diyoruz. 17 Ağustos depremindeki hareketin Marmara’daki bir depremin olma olasılığının % 15 kadar artırdığı hesaplanıyor.

Tüm bunları üst üste koyduğumuz zaman Marmara’da bir depremin olma zamanı gelmiştir. Ancak bunu kesin bir ifade olarak kabul etmemek gerekir, çünkü doğa hiçbir zaman bizim beklediğimiz gibi düzenli, davranmayabilir.

“SİLİVRİ-ADALAR ARASINDA MEYDANA GELEBİLİR”

Marmara 7 ve daha üzeri bir depreme gebedir. Bu deprem Marmara içerisindeki Kuzey Anadolu Fayı’ndan kaynaklanacaktır. Büyük olasılıkla da Silivri-Adalar arasında bir noktada meydana gelecektir. Bu depremin nerelerde ne kadar etkili olabileceği konusunda da yapılmış çok sayıda çalışma var.

“KUZEY ANADOLU FAYI’NDA 7’DEN BÜYÜK 2 DEPREM”

Ülkemizin ve dünyanın en önemli deprem kaynaklarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı’nın iki kesiminde deprem tekrarlama aralıkları dolmuştur. İkisi de 7’den büyük deprem üretme potansiyeli olan bu boşlukların gelecekte yıkıcı deprem üretmesi kaçınılmazdır.

“BİNGÖL (1971) VE ELAZIĞ (2020) BEKLENEN DEPREMLERDİ”

Ülkemizin ikinci önemli deprem kaynağı olan Doğu Anadolu Fayı geçmişte büyük depremler üretmiş sonrasında bir suskunluk dönemine girmiştir. Bu kuşakta yakın zamanda oluşan en önemli depremler: 1971 Bingöl ve 2020 Elazığ depremleridir. Her ikisi de beklenen depremlerdi ve fayın bu kesimindeki gerilmenin boşalmasına neden oldular. Ancak bu fayın Ceyhan-Kahramanmaraş-Türkoğlu, Çelikhan-Türkoğlu ve Palu-Sincik arasındaki kesimlerinde uzun yıllar deprem üretmemiş fay parçaları vardır ve bunlar gelecekte büyük deprem üretecek faylardır. Yine son derece önemli bir fay kuşağı olan Ölü Deniz Fayı Hatay için bir deprem kaynağıdır.

“EGE’DE 7’YE VARAN DEPREMLER OLABİLİR”

Ege bölgemiz dünyanın en sık deprem üreten bölgelerinden biridir. Çok sayıda fay içeren bu bölgede her bir fayın deprem tekrarlanma aralığı yeterince bilinmemektedir bu bölgede büyüklüğü 7’ye varan deprem olasılıkları vardır.
Sonuç olarak şunu belirmekte yarar var: Gelecek depremlerin nerelerde olacağı konusunda bilgilerimiz var, ancak bu her şeyi biliyoruz gibi bir anlayışa yol açmamalı. Türkiye’de 500’den fazla fay diri fay var ve biz bunların sadece bir kısmı (yaklaşık 1/3 ü kadar) üzerinde bilgi sahibiyiz. Sürpriz depremlerden etkilenmemek adına bilinenler öncelikli olmak üzere her an ve her yerde deprem olacak gibi tedbirli olmak zorundayız, çünkü ülkemizde 4.5-5 gibi büyüklüklerdeki depremlerde bile büyük hasarlar alabiliyoruz.

“17 AĞUSTOS VE 12 KASIM’A HAZIRLIKSIZ YAKALANDIK”

Depreme hazır olmak sadece kişilerin ya da idari mekanizmanın üstesinden gelebileceği bir kavram değil. Üstelik doğa kaynaklı afetler sadece deprem ile de sınırlı değil. Seller, taşkınlar, heyelanlar, iklim değişikliği, yangınlar vb gibi çok sayıda afet de var. Bu ülke 17 Ağustos ve 12 Kasım’a da hazırlıksız yakalandı, ama bu depremler ilk değildi ki! Sadece daha iyi bir iletişim ortamı olduğu için toplum tarafından daha yaygın olarak algılandı. Bu iki deprem 1939 Erzincan depremi ile başlayan büyük depremler serisinin son halkalarıydı sadece.

“DEPREMLERDE 100 BİN CANIMIZ GİTTİ”

Anadolu toprakları çok sayıda medeniyetin deprem yüzünden büyük hasar aldığı hatta yok olduğu örnekler ile dolu. Genç Türkiye Cumhuriyeti, 1939’da Erzincan’da bu toprakların gördüğü en büyük depremlerden birini yaşadığından bu yana depremlerde neredeyse yüz bin can kaybettik, yıkılan, dağılan hayatlar ve büyük maddi kayıplar yaşadık.

“BÜYÜK DEPREMLERE GEBEYİZ”

Gelinen noktada hâlâ büyük depremlere gebeyiz ve zarar azaltma/depreme hazırlanma konusunda istenen ve beklenen seviyenin çok altındayız.”

habertürk

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.