Fitre ne zaman verilir? Şafi mezhebine göre fitre nedir, ne zaman verilmelidir? Fitre kimlere verilir? Kimlere fitre ve zekât verilemez? Fidye nedir?
Sözlükte “yaratmak, icat etmek; kesmek, yarmak, ikiye ayırmak” mânalarına gelen fatr kökünden türeyen fıtr kelimesi oruca son vermeyi, orucu açmayı (iftar) ifade eder. Bundan dolayı ramazan bayramına îdü’l-fıtr denildiği gibi ramazan ayını yaşamanın, onun mükâfat ve bereketinden faydalanmanın bir şükran belirtisi olarak verilen sadakaya da sadakatü’l-fıtr (sadaka-i fıtr) veya zekâtü’l-fıtr denilir. Bu tamlama kısaltılmış olarak fıtra ve Türkçe’de fitre şeklinde kullanılmaktadır. İnsan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanların, fakir ve muhtaç kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır.
Sadaka-i fıtır, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisâp miktarı mala sahip olan her Müslümana vaciptir. Bunda, zekatta olduğu gibi, malın nâmî olması ve üzerinden bir yıl geçmesi gibi bir şart söz konusu değildir.
Fitrenin vacip olma zamanı Ramazan Bayramının birinci günüdür. Bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Ancak, en faziletlisi bayramdan önce verilmesidir.
Ramazan Bayramı’na kavuşan, temel ihtiyaçlarının ve bir yıllık borçlarının dışında nisap miktarı (80.18 gr. altın veya bu değerde) mala sahip olan Müslümanlar kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için fıtır sadakası vermekle yükümlüdürler (Kâsânî, Bedâî’, II, 70, 72). Ancak fıtır sadakası ile yükümlü olmak için bulunması gereken nisap miktarı malın, “artıcı” özellikte olması ve üzerinden “bir kameri yıl” geçmiş olması gerekmez.
Kişi kendisinin ve ergenlik çağına ulaşmamış çocuklarının fitresini vermekle yükümlüdür (Kâsânî, Bedâî’, II, 70). Buna karşılık kişinin ana-babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve diğer yakınları için fitre ödeme zorunluluğu yoktur (Kâsânî, Bedâî’, II, 70, 72). Fakat vekâletleri olmadığı hâlde bu kişiler için ödeme yapsa geçerli olur.
Şâfiî mezhebine göre fıtır sadakası vermek “farz”dır ve bununla yükümlü olmak için nisap miktarı mala sahip olmak şart değildir (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/594). Buna göre temel ihtiyaçlarının yanı sıra bayram günü ve gecesine yetecek kadar azığa sahip zengin-fakir her Müslüman fitre ile yükümlüdür (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/594). Ayrıca varlıklı kimsenin Müslüman olan eşi, çocukları, ana-babası ve diğer yakınları için de sadaka-i fıtır vermesi gerekir (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/595; İbn Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid, 1/279-280).
Fitrenin hedefi, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır.
Zekât verilebilen kişilere fitre ve fidye verilebilir. Bu konu Tevbe suresi 60. ayette açıklanmıştır. Bunlar;
1) Fakirler: Mal varlığı olsa da dinen zengin sayılmayanlar.
2) Miskinler: Hiçbir mal varlığı olmayanlar.
3) Zekât toplamakla görevlendirilen memurlar.
4) Müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler.
5) Esaretten kurtulacaklar.
6) Borçlular: Borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayanlar.
7) Allah yolunda cihad edenler.
8) Zengin bile olsalar yolda kalan ve parasını kullanamayanlar.
Hanefilere göre aşağıda sayılanlara zekât ve fitre verilmez:
a) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
b) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
c) Eşine,
d) Müslüman olmayanlara,
e) Zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
f) Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa.
Bakmakla yükümlü olduğumuz eş, anne baba ve dedelerle çocuk ve torunların dışında kalan kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, I, 301).
Fitrenin bayram namazından evvel verilmesi daha faziletlidir. Eğer daha öncesinde verilmemişse bayram günü ve sonrasında da verilebilir. Ancak şafi mezhebine göre, meşru bir mazeret bulunmadıkça bayramın birinci gününün gün batımından sonraya bırakmak haramdır.
Fitrenin geçerli olma şartlarından biri de temliktir. Temlik eşya üzerindeki mülkiyet hakkını veya malî bir hakkı başkasına devretmeyi ifade eder. Cami, okul, köprü, yol vb. yerlere temlik söz konusu olmayacağından fıtır sadakası verilemez.
Fitrenin vacip olma sebebi sağ olarak bayrama kavuşmaktır. Bu sebeple Ramazan Bayramından önce doğan bebekler için fitre vermek gerekir.
Fıtır sadakasının Ramazan ayı içerisinde verilmesi müstehab görülmüştür. Bununla birlikte Hanefi mezhebine göre fitrenin Ramazan ayından önce verilmesi de caizdir.
Fidyelerin tamamı bir fakire topluca verilebileceği gibi, ayrı ayrı fakirlere de verilebilir.
Zekâtın (fitre-fidye) sarf yerleri, Kur’an-ı Kerim’de (Tevbe, 9/60) belirlenmiştir. Öğrenci, dinen zengin sayılmıyorsa ve buluğ çağına ulaşmışsa fitre ve zekât alabilir. Buluğ çağına ermemiş çocuklar babalarına tabi olduklarından babaları fakir değilse zekât alamazlar.
Kayınvalide ve kayınbaba usul ve furu’dan olmadığından fakir olmaları durumunda fitre ve zekât verilebilir.
İslam’da kişiler mali açıdan müstakil olarak değerlendirilir. Kadının zengin olmasıyla koca, kocanın zengin olmasıyla da kadın zengin sayılmaz. Dolayısıyla kocası zengin olsa da kendine ait nisap miktarı malı olmayan kadın fakir sayıldığından zekât ve fitre alabilir. Ancak kadının bütün ihtiyaçları kocası tarafından karşılanıyorsa, başka fakir kişileri araştırıp onlara vermek daha uygun olur.
Dinen zengin sayılacak kadar (nisap miktarı) malı varsa fitre ve zekât vermelidir.
Zekât, fitre ve oruç fidyesini verecek kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Karı-koca arasındaki menfaat birliği olduğundan birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremezler.
Buluğ çağına ermemiş çocuklar babalarına tabi olduklarından babaları fakir değilse zekât alamazlar.
Öz kardeş veya üvey kardeşler usul ve furu’dan (anne-baba, dede-nene; çocuk, torun) sayılmadığından fakir olmaları durumunda fitre, zekât ve fidye bunlara verilebilir.
Hatırladığı zaman hemen vermelidir.
Bütün ibadetlerde olduğu gibi sadaka-i fıtır yükümlülüğü de geciktirilmeyip zamanında yerine getirilmelidir. Bununla birlikte zamanında ödenmemişse, bu fitrelerin mümkün olan ilk fırsatta ödenmesi gerekir. Fitre yükümlülüğü, İmam Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve bir rivayette İmam Mâlik’e göre Ramazan’ın son günü güneşin batmasıyla, İmam Ebû Hanîfe’ye ve diğer bazı müctehid imamlara göre ise bayram günü tan yerinin ağarmasıyla gerçekleşir. Böyle olmakla birlikte fitre Ramazan ayı içinde de verilebilir. Hatta fakirlerin bayram ihtiyaçlarını karşılamaları için, bayramdan önce verilmesi daha iyidir. Ancak bayram sabahına kadar sadaka-i fıtır verilmemiş ise, bayram günlerinde ödenmesi gerekir. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 312, 322).
Fitre, Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak, zengin olan bir Müslümanın, ihtiyaç sahibi kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır.
Fidye ise, Ramazan’da elinde olmayan nedenlerden oruç tutamayan (hastalığı olan veya yaşlılıktan dolayı vb) kişilerin tutamadığı oruçlara karşılık verdiği paradır. Oruç kefareti olarak da bilinir.
Bir fitre/fidye, yaşanılan bölgenin şartlarına göre bir kişiyi bir gün (iki öğün) doyuracak yiyecek miktarı veya bunun ücretine göre belirlenir. Bu, fitrenin asgari ölçüsüdür. İmkânı olanların bu ücretten fazlasını vermesi daha iyidir.
Fidye, fitre miktarı kadar olduğuna göre ramazan ayı kaç gün sürüyorsa ona göre bir hesaplama yapılır. 2025 yılı ramazan ayı 29 gün olduğundan oruç tutamayanların bir veya birkaç fakire 5220 TL vermeleri lazımdır.
İhtiyarlık ve şifa ümidi kalmamış bir hastalık sebebiyle oruç tutamayanlar her bir gün için bir fitre verirler. (Hastalıktan iyileşip oruçlarını kaza edebilme imkanları olursa oruç borçları geri döner. Verilen fidye de sadaka olur.)
Yaşlılık ve hastalık gibi sebeplerden oruç tutamayan kişiler fidye vermekle sorumlu iken oruç tutmaya gücü yettiği hâlde tutmayan veya geçici bir sebeple tutamayan kimseler hakkında fidye hükmü yoktur.
Senenin hiçbir mevsiminde oruç tutamayacak kadar yaşlı kimselerle iyileşme umudu olmayan hastalar, maddî durumları uygunsa Ramazan’ın her bir günü için bir fakire fidye (yani bir fitre) vermeleri gerekir. Fidye verecek maddi gücü olmayanlar ise dinen sorumlu olmazlar.
Geçerli mazereti olmadan oruç tutmayanlar Allah katında sorumludurlar. Bu durumda olanların yapabileceği Cenab-ı Hak’tan bağışlanma dilemek ve oruçlarını hemen kaza etmektir. Fidye oruç tutmama günahını temizlemez.
Hanefi mezhebine göre kaza tutma imkânı varsa fidye vermesi gerekmez. Ancak Şâfiîlere göre Ramazan ayının kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar.
Ayrıca gebe ve emzikli kadınlar emzirme ve hamilelik sebebiyle çocuğunun sağlığı hakkında endişe duyarsa, oruç tutamadıkları günleri hem kaza etmeleri hem de fidye vermeleri gerekir. Fakat çocuk hakkında değil de kendileri hakkında endişe ederlerse o zaman sadece kaza gerekir.
Ramazan’ın başlangıcında verilebileceği gibi, Ramazan’ın içinde veya sonunda verilebilir. Geçmiş Ramazan’dan oruç fidyesi borcu olan kişiler bu fidyeleri diledikleri bir vakitte ödeyebilir, bunun için bir sonraki Ramazan ayını beklemelerine gerek yoktur.
Henüz gelmemiş Ramazan orucunun fidyesi önceden verilemez. Bu fidyeler Ramazan’ın başlamasıyla verilebileceği gibi, Ramazan’ın içinde veya sonunda da verilebilir.
Yaşlı ve hastalar oruç tutma imkânına kavuşurlarsa tutamadıkları günleri kaza ederler. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar nafile bağış/sadaka sayılır.
Mazeretli veya mazeretsiz oruç tutmamış ve kaza etmeden önce oruç tutmaya mâni bir hastalığa yakalanmış veya ölüm döşeğine düşmüş kimseler oruç borçları için fidye vermeli veya ödenmesi vasiyetinde bulunmalıdırlar.
Fitre miktarı, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük (iki öğün) gıda ihtiyacını karşılayacak miktarın ölçü alınmasıyla belirlenir. Diyanet İşleri Başkanlığı 2025 yılı fitre fiyatını 180 TL olarak belirlemiştir.
diyanet haber