İnanmayacaksınız ama, var böyle bir meslek. Hem de dünya çapında ve bir kaç bin yıldır. Peki cenazede ağlamak nasıl bir meslek halin geliyor. birlikte haberimize bakalım
Cenazeler ya da düğünler insanları gerebilir, sıkabilir. Neden? Çünkü düğünlerde mutlu olmak zorundasınız. Gülmek, eğlenmek, sosyalleşmek, dans etmek, halay çekmek şart! Tersten düşünelim. Cenazelerde de böyle şartlanmışlıklar var. Mutlu olamazsınız. Mutlu olursanız psikolojik sorunlarınız olduğu düşünülebilir. Haberlere konu olan Gana’daki olay tam da bu noktada enteresan…
Bunu için dernekler bile var. Cenaze Ağlayıcıları Derneği bibi mesele… Ekibimiz itina ile cenaze töreni psikolojisinden anlayan, ağıt yakabilen, duruma uygun konuşma yapabilen arkadaşlarımızla hizmetinizdeyiz. “
“Duruma uygun sizin seçtiğiniz kıyafetlerle istediğiniz mekânda, cenaze evinde, mezara verme anında ekibimiz her zaman yanınızda olacak.” Denilebiliyor.
Zengin, fakir ve ünlü ekipleri farklı duruma göre gelip ağlıyorlar.
Meslek mi değil mi?
BBC’ye yansıyan haberde, Gana’da son zamanlarda ‘cenaze ağlayıcılığı’nın ciddi bir meslek olma yolunda olduğuna dikkat çekildi. BBC’nin Afrika muhabirlerinin Gana’da yaptığı incelemede ‘profesyonel cenaze ağlayıcılığı’ hakkında incelemelerde bulunuldu, ‘meslek mi değil mi’nin üzerine gidildi. Bu kapsamda bol bol röportaja yer verildi.
Gözyaşı dökülmesi şart
Peki kim bu ‘cenaze ağlayıcıları’? Bir dernekleri dahi olan bu insanlar, cenazelere katılıyor. Törende son yolculuğuna uğurlanan kişilerin yakınları ağlayamıyor. Üzgünler ama ağlayamıyorlar. Ancak arkasından gözyaşı dökülmesi de şart. Peki ne olacak? İşte tam da bu noktada ‘cenaze ağlayıcıları’ devreye giriyor.
Düzenli aralıklarla devam
Para karşılığında gözyaşı döküyorlar. Tıpkı sabah programlarına katılan teyzelerimizin mutlu ve coşkulu olma zorunluluğu gibi, onların da cenazelere katılıp ağlamaları şart… Peki bu bir meslek mi? Para alıyorlar mı, evet. Profesyonel olarak tutarlılık sergiliyor ve aynı eylemi düzenli aralıklarla devam ettiriyorlar mı? Evet.
“Kimse üzgün değil mi yahu?”
Ne kadar etik, ne kadar tuhaf orası tamamen göreceli. Ancak eşimizi, dostumuzu kaybettiğimizde ve aşırı üzgün olmamıza rağmen ağlayamadığımızda, bizim o en zor anımızda imdadımıza yetişmelerini o kadar da yadırgamamak lazım. Düşünün, amcanızı kaybettiniz. Cenaze töreninde ses çıkmıyor. İster istemez “Yahu bu adam öldü diye niye kimse üzgün değil” diye düşünmezler mi cenazeye katılanlar?
Bir hayli ‘postmodern’
Evet, kime ne, evet, kimsenin kimseye ‘gösteriş’ yapmasına gerek yok. Ama bir yerde var. Toplum içinde yaşıyoruz. Ve dışarıya yansıyanlar da bir hayli önemli. Cenazede ağlanılması gerekiyor. Üzgün olmak yetmiyor. Ve ağlayamıyorsanız da alternatif bir çözüm olarak ‘cenaze ağlayıcılığı’ devreye giriyor. Bir hayli ‘postmodern’, evet ama o kadar da şaşırmamak lazım aslında. Neler neler değişiyor, cenaze kültürleri mi değişmeyecek?
KATNAK: Mayk Şişman