Dünyanın farklı noktalarından mübarek topraklara gelen hacı adayları, Beytullah’ın (Allah’ın evi) duvarlarına yapışıp, gözyaşları ile dua etmeyi çok arzuluyorlar, Hacer’ül Esvet’e yüz sürmek istiyorlar.
Yoğunluk sebebiyle bazı zamanlarda cennetten gelen taş olan Hacer’ül Esvet’in önü paravanlar ile kapatılırken, çoğu zaman da yaklaşmak mümkün olmuyor. Beytullah’a yaklaşamayan birçok hacı adayı, Kabe-i Muazzama’yı uzaktan seyrederek ibadetlerini yerine getiriyor. Kabe’nin saf altından kapısına ulaşmak, Mültezem’e (kapının altı) yüz sürüp dua etmek isteyenler, zorlukları sabırla aşıyor.
Cennetten geldiği kabul edilen gümüş muhafaza içerisindeki Hacer’ül Esvet taşına yüz sürmek isteyenler ise Rük’nü Yemani (Yemen) köşesinden kuyruğa girip saatlerce beklemek mecburiyetindeler. Ancak bu zorlu bekleyiş ve mücadele de kalp kırmamak, kimseyi incitmemek çok büyük önem arz ediyor. Bir de bu mübarek yerlere ulaşıp kendinden geçenler, dakikalarca dualar edip sırada bekleyenleri unutunca, görevliler devreye giriyor.
Son yıllarda ise, memlekettekilere görüntülü arama ile Kabe’yi seyrettirme yanlışlığı ortaya çıktı. Aslında tavaf ederken ve Beytullah’a ulaşınca, namaz ibadeti gibi dünya ile irtibatı kesmek gerekiyor. Beytullah’a yüz sürmek için sırasını bekleyenler, görüntülü telefon görüşmesini uzatanları ikaz ediyorlar. Ağlayarak, gönülden gelen niyazlarını Allah-u Teala’ya arz edenler, büyük bir rahatlama ve huzur içerisinde otellerinin yolunu tutuyorlar.
İrfan Altıkardeş – Akif Arvas