Bakan Tekin’den atama açıklaması

SON DAKİHA EĞİTİM HABERLERİ: Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “20 bin sözleşmeli öğretmen atamasını yeni eğitim öğretim yılına yetiştirmeye çalıştıklarını söyleyerek şu açıklamaları yaptı.

Bakan Tekin’den atama açıklaması
Yayınlama: 14.06.2024
Düzenleme: 14.06.2024
A+
A-

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Habertürk’te Fevzi Çakır’ın sorularını yanıtladı. Bakan Tekin’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“ÖĞRETMENLERİ ZAN ALTINDA BIRAKMAYIN”

Öğretmenimizin süreç içinde çalışmalar gündem olmuyor. 76 bin okulun içinden bir tanesinde olan olay bütün kitleyi zan altında bırakacak hale getiriliyor. Ben kamuoyunda olumlu şeylerin paylaşılmasını, olumsuz şeyleri bizimle paylaşmalarını istiyorum. Orada ilçe ve il müdürümüz anında müdahale etmiş, problem çözülmüş zaten. Okul müdürümüz başlangıçta kontrolü kaybediyor. Biz de zaten gerekli incelemeleri yaptırıyoruz. İhmal varsa gereken kişiler cezalandırılır. İhmal yoksa bir sürü insan zan altında kalıyor.

“EĞİTİMDE ‘MÜFREDAT’ TARTIŞMALARI”

Türkiye öyle bir hale geldi ki artık her alanda kendine ait bir sistematik, çağın kriterlerine uygun parametrelere sahip ülke haline dönüştü. Biz yola çıkarken, kendimize ait, tıpkı diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi çağdaş gelişmeleri, uluslararası verileri ele alarak, kendimizin değerlerini de ele alarak uluslararası bir model üretiriz. Yaptığımız şey zaten bizim Türkiye’deki eğitim öğretimle ilgili olarak uluslararası raporlarda bize eleştirileri kaldırarak inşa süreciydi. OECD gibi raporlarda bize yönelik eleştirilerin odağında; eğitim öğretimin beceriye odaklı olmadığı için eleştiriliyorduk. Müfredatımızı revize etmemiz gerekir. Bizim sistemimizle bizim yarışabileceğimiz ülkelerin kazanım sayıları üzerinden yapılan değerlendirmelerde bizimkinin çok ağır olduğu eleştirisi vardı. Kesinlikle fazla yüklüyorduk. Bilgiyi edinmeyle ilgili kolay bir dünyada yaşıyoruz. 1980’li yıllarda lise öğrencisi iken öğretmenlerimizin ödevini yapmak için il halk kütüphanesinde beklerdik. İçeri girip ansiklopedilerden ilgili cildi bulacaktık. Başka öğrencide ise bekliyorduk. Ona ulaşıp, fotokopi alıyorduk. Bizim belki birkaç günde yaptığımız şeyi çocuklarımız 5 dakika içerisinde bilgisayardan, cep telefonlarından bilgiye erişiyor.

“BAZI DERSLERDE ÇOĞALTTIK, BAZI DERSLERDE AZALTTIK”

1980-90’lı yıllarda yükseköğretime erişimde problem vardı. Şimdi yükseköğretime erişim de çok kolaylaştı. 8 milyonun üzerinde yükseköğretim alan öğrenci var. Açık öğretimlerle beraber. Bilgiyle ilgili kısmı azaltıp, ilerideki süreçlere bırakmak. Biz çocuklarımızın öğrenme düzeylerini uluslararası karşılaştırmalara baktığımızda ilerleyen dönemlerde daha doğru olduğu için bir kısmını çıkardık. Bilgi yükümüzü azaltmış olduk. Yaklaşık yüzde 35 oranında azalttık. Bazı derslerde yüksek oranda bazılarında daha az azaltma var. Bize ait olan değerlerin, Cumhuriyet’in, toplumu millet yapan değerlerin çocuklarımıza kazandırılması da bizden beklenen işti. Ulusal bilincini artırmamız lazım. Dolayısıyla biz uluslararası göstergeler ışığında kendi değerlerimizi içine katarak model üretmemiz lazım. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adında böyle bir modeli ortaya çıkardık. İlerleyen günlerde bilgi ve iletişim teknoloji konusunda öngördüğümüz gelişmeler olacak. Yapay zeka uygulamaların yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan gelişmeler. Şu anda 12+1 programlarımızı bu takvim içerisinde yerleşmeye çalıştırdık.

SİSTEM ÇOK SIK MI DEĞİŞİYOR?

Sistem değişiyor sorusunun cevabı şu ise, kademeler arası geçiş. Yani 8’den 9’a geçen öğrencinin, nasıl kayıt yaptıracağı ya da yükseköğretime devam edeceğine dair tartışma teknik tartışma, sistemin özüyle ilgili bir tartışma değil. Müfredatla ilgili ‘dünyada ortalık perişan oldu, sağımızda solumuzda savaşlar oldu, Kovid gibi belayı atlattık, asrın felaketini yaşadık, siz niye bunları koymuyorsunuz’ eleştirisi yapılmasını bekleriz. Çocuklarımızın üstündeki yükü azalttık. Haftalık 3 saat dersi olan öğretmenimiz ‘Bu ders yetmiyor, programlarımız ağır’ diyor. Haftada 5 saat ona verdik, 5 saat ona verdik, haftalık ders oldu 60-70 oldu. Veremeyince başarısızlık algısı ortaya çıkıyor. Neden öğretmenlerimizin haksız eleştiri ile karşı karşıya kalmasını sağlayalım. Çocuklarımızın, öğretmenlerimizin üstünden bu yükü almamızdan mı rahatsızlar?

“KATKI VERMEK İSTEYEN HERKESİN KATKISINI ALDIK”

Türklerin tarihini, devletin geçmişini bütün olarak çocuklarımıza veriyoruz dedik diye mi rahatsız oluyorsunuz? Merhametli, erdemli kuşak yetiştirmek istiyoruz diyoruz, ondan mı rahatsız oluyorsunuz? Neden rahatsız oluyorlar, anlamış değilim. Bir program değişikliği yaptık.  Deniyor ki, ‘siz şu kadar sayfa, şu kadar kelime ile metin hazırladınız, bunu nasıl okuyacağım?’ Bunu tek kişinin okumasını istemiyorum. Matematikle ilgilenen arkadaşımız matematik okusun. Ortalama 100-150 sayfa. Elinizde 150 sayfalık metin verdik. ‘Bunu 1 haftada değerlendiremem, bir sene süre verin’ demek çok tutarlı değil. Katkı vermek isteyen herkesin katkısını aldık. 26 dersin programını yaptık, diğerleri devam ediyor. Programını yapmadığımız dersler için çağrı yapıyorum; buyurun gelin beraber yapalım.

20 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI NE ZAMAN?

Sözlü ile ilgili mekanizma tamamlanınca, bittikten sonra 657 ile ilgili mekanizmalar var. Güvenlik soruşturmaları takvimi var. Bittiği an itibariyle atamalarını yapıp, ailemize katmış olacağız. 20 bin kişiyle ilgili ilgili birimlerden cevaplarımızı almış olacağız. Yeni öğretim yılına yetiştirmeyi arzu ediyoruz. Yetiştiremezsek yetiştirdiğimiz yerden devam edeceğiz.

ENGELLİ ÖĞRETMENLERİN ATANMASI

Malum engelli arkadaşlarımızın atanmasıyla ilgili süreci Aile ve Sosyal Bakanlığı yürütüyor. Onlar kendilerine verilen kadro sayısını bakanlıklar arasında bölüştürüyorlar. Bize de tahsiste bulunacaklar. O süreç tamamlanınca engelli arkadaşlarımızla ilgili atama sürecini duyururuz. Oradan sayı bekliyoruz.

“HER SİYASİ PARTİDEN TEMSİLCİLERLE GÖRÜŞÜYORUM”

Türkiye’de yükseköğretime erişim ciddi şekilde kolaylaştı. Şu an biz öğretmen başına düşen öğrenci bakımından uluslararası normları yakalanmış durumdayız. Atanamayan öğretmenlerle ilgili sayı çok büyüdü. Biz her yıl bütçe çerçevesinde en fazla sayısında arkadaşımızı aramıza almak istiyoruz. Benden randevu isteyen, farklı siyasi parti temsilcileri, milletvekilleriyle görüşüyorum. CHP’li milletvekilleriyle görüşüyoruz. Gölge kabine benzetmesini doğru bulmuyorum. İlgili arkadaşlar benden randevu istediklerinde her daim randevu veriyorum. Muhalefetin dikkatli olması gerekiyor. Bu tür politikaları sosyal medyadan şov yapmak fayda değil zarar verir. Gelsinler, konuşalım. Benim çözmek için çaba sarf etmediğim konu varsa onunla ilgili olarak, meydanda protesto ederseniz çok anlamlı değil. Siyasetle ilgili gelişmelerin dışında söylüyorum bunu. Malum daha önce parlamenter sistemimiz vardı. Dolayısıyla bakanlar parlamenterlerden seçiliyordu. Milletvekillerimizin bakanlarla iletişimi yasama ve yürütmenin birbirine geçmiş hali sistemiyle kolaydı. Şimdi yasama ve yürütmenin kesin çizgilerle ayrılı bir hükümet sistemine sahibiz. Milletvekili arkadaşlarımızla parlamentoda pek görüşme imkanımız yok. Yasama organı içindeki arkadaşlarımızla bu iletişimi farklı ortamlarda devam ettirmemiz gerekiyor. Ben herkese randevu veriyorum.

“MÜLAKAT KESİNLİKLE GEREKLİDİR”

Bu tartışmaları sizin kanalınızda başka bir arkadaşımızla yaptığımız programda gündeme getirmiştim. Şunu arzu ediyorum. Meslekler arasında, mesleğin gerektirdiği niteliklerin ölçülmesi açısından. Öğretmenliği en kutsal meslek olarak görüyorum. Dolayısıyla şunu istiyorum; 86 milyon vatandaşımızın çocuklarını bize emanet ederken güvenle emanet edeceği öğretmen kitlesi olsun istiyorum. En iyileri olsun istiyorum. Veli çocuğunu kaydettiriyor, okulda öğretmen seçiyor. Kendisi seçme hakkına sahip iken ben öğretmenimi seçmek istiyorum dediğimde, bu mesleğin diğer meslekler karşısında farklı pozisyonu olduğunu düşünüyorum. Ölçme ve değerlendirme süreci oluşturmamız gerekiyor. Adalet ve güvenle ilgili insanlarda soru işaretinin kalmaması gerekiyor. Sözlü sınavı, mülakatı bir zorunluluk olarak görüyorum. Birçok üniversite profesör istihdam ederken deneme dersi adında ders verdirerek alıyor. Özel okullar bile öğretmen istihdam ederken mülakat yapıyor. Kamuda bunu yaptığım zaman ne sakınca olabilir? Mülakatı adil, şeffaf, güvenilir bir şekilde yaparsanız diyenlere cevabım; öyle bir sistem kuracağım ki, kimse bu sistemde haksızlık yapıldığına dair eleştiriyi dile getirmeyecek.

“GÖRÜNTÜ VE SES KAYDI YAPAN KAMERALAR ÇALIŞACAK”

Salonda öğretmen arkadaşımız ‘itiraz ediyorum’ derse, kendisine verdiğimiz soru cevap kağıdının altına ‘bana bu soru soruldu ben de şu cevapları verdim’ diyerek imza atacak. Görüntü ve ses kaydı yapan kameramız zaten çalışıyor olacak. Kimse çıkıp ‘Ben şunları söyledim ama adaletsizlik yaptılar’ denilemeyecek mekanizma. Son bir tedbir daha. ‘Ben sınava girdim, çıktıktan sonra jürileri gördüm, baktım tanıdık’ demesin diye. Juüi üyeleri birbirinden bağımsız olarak notlarını girecek ‘kaydet’ dedikten sonra artık o kağıda erişim hakkı olmayacak. Milletin çocukları bize emanet. Mülakatı kimsenin hakkını yemeyecek şekilde adil, şeffaf, güvenilir şekilde yapacağım diyorum. İtiraz mekanizmalarını şeffaf bir şekilde yaptık.

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU

Öğretmenlik Meslek Kanunu, zannediyorum bayram sonrası komisyona gelecek. Ondan sonra da genel kurul süreci. Meclis’in takvimini bilemiyorum şu anda. Bizim arzumuz, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının bize tanımladığı tarih süresi dolmadan, iptal edilen şeylerle ilgili biraz daha zamanımız var. TBMM tatile girmeden yasalaşırsa bizim açımızdan problem kalmamış olacak.

ÖĞRETMENE ŞİDDET SON BULACAK MI?

  • Sağlık Bakanlığımızın yaptığı sağlık çalışanlarına şiddetle ilgili muadilini öğretmenler için tasarladık. Yasaya koyduk. Şiddeti caydırıcılık açısından tedbir aldık hem de şiddet uygulayan kişilerin aldıkları cezaların artırılması, ertelenmemesi için müeyyideleri aldık. Bu tedbirlerin tek başına yeterli olmayacağına inanıyorum. Biz bakanlık olarak tedbirleri almıştık. Bir örnek olsun diye söyleyeyim. Geçtiğimiz yaz genelgede çok fazla sayıda tedbirimiz vardı. Bunlardan bir tanesi okullarımızda velilerimizin öğretmenlerle görüşmek için randevu almaları usulünü getirmiştik. Bunun ciddi şekilde şiddet olaylarını engellediğini düşünüyorum. Tabii ki tenzih ediyorum. Vandallık örnekleri gösterenler için söylüyorum. Çocuğunun sınıf arkadaşına şiddet uygulayan veliler. Çocuğun anlattığından hareketle başkasının çocuğunu cezalandırmak isteyen veliler. Öğretmene psikolojik olarak ezen, rencide eden uygulamalarla karşı karşıya kalıyorduk. Veli randevu sistemi oluşturduk. Velileri bilinçlendirmek açısından farklı eğitim programları başlattık. Kısa filmler devreye girecek. Velilerimizle birlikte çalışıyoruz. Öğretmen arkadaşlara da söylüyorum. Bu tedbirlerin alınması bizim işimiz, öğretmen camiası olarak tekvücut tepki verirsek, şiddeti yerinde engellemek açısından birbirimize kenetlenirsek ancak tedbirler başarılı olabilir. Okullarımızda güvenlik kameralarından, velilerin bilinçlendirilmesi, veli randevu sistemini hayata geçirmeye başlamıştık.

ÖZEL SEKTÖR ÖĞRETMENLERİN DURUMU

Nihayetinde özel okul ticari işletme mantık olarak. Orada kendi girdileri ve çıktıları üzerinden hesap yapıyorlar. Türkiye, dünyada olduğu gibi son birkaç yıl içinde ekonomik olarak farklı konuların gündeme geldiği süreci yaşadı. Pandemide okullar kapalı kaldı. Özel okulların bir anlamda ekonomik olarak daraldığına işaret ediyor. Özel okullarla şunu görüşüyoruz, öğretmenlerinizin hukukunu korumak zorundayım. Bunu yaparken, süre içerisinde sektörde öğrenci kayıtları her takvim yılının başında okullar öğrenci almaya başlarlar. Mayıs ayında da aldıkları öğrenci potansiyeline göre öğretmenlerle sözleşme imzalanır. Geçtiğimiz yaz ayında konuştuğumuzda, öğretmenlerle sözleşmelerinin imzaladıklarını söylemişlerdi. Biz de onların bu anlamda hukuklarının korunacağı mekanizmayı Bakanlık olarak hayata geçireceğiz. Ama siz de öğretmenleri koruyacaksınız. Bir anlamda uzlaştık. Onlar ‘size verdiğimiz sözü tutacağız’ dediler. Bunun yakın takipçisi olacağız. Özel okullarda yaşanan öğretmen arkadaşlarla da görüşüyoruz. Sorunlarının çözüleceğini söylüyoruz. Ama bize çözüm önerisi dayatmalarının mümkün olmadığını söylüyoruz. Özel okullar şimdi sözleşmelerini yapıyor. Şimdi bize taahhüt ettikleri sınırların uygulayıp uygulamadıklarını test edeceğiz.

haber7

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.