Kadim dostluklar
Her birimizin hayatında Bir ömre sığdırdığımız dost, arkadaş ve kardeş bildiklerimiz vardır.
Yokluğunu hissettiklerimiz, gözümüzün aradığı, düşünce ve görüşlerinden istifade ettiklerimiz vardır . Değerlidirler ve kıymetlidirler, değer ve kıymetleri vefa ve kadirşinas olduklarından ileri gelir…
Her gün birlikte olduğumuz bu dostlarla yaşadığımız dostluklar sırasında zaman zaman fikri ayrılıklar, düşünce ayrılıkları olabilir bunlar normal ve olması gereken farklılıklar olduğu için farklılıkların bir ihtilaf ve ayrılık değil, aksine bir zenginlik ve bir rahmet olduğunun bilinciyle hareket etmek gerektiğini düşünürüz , bunu düşünce ufkumuzun Tahammül ve hoşgörü boyutuyla ilgili olarak değerlendiririz.
Çok sevmiş, çok bağlanmışız, çok inanmış
ve çok güvenmişizdir, işte bu güven tesisi sırasında kişisel farklılıklarımıza katlanmanın ve anlayışlı olmanın bir gereği olarak iyi ve güzel günlerdeki birlikteliklerin nasıl olumlu yönlerini değerlendiriyorsak, hata ve kusurlarımızda da yıkayan el olma görevini üstlenmemiz gerekir.
Yok Eğer yılların dost, arkadaş sırdaş ve kardeşlik ilişkileri taraflardan birinin kişisel hesap veya ihtirası olarak değerlendirilip gönül kırgınlığına sebep oluyorsa, bu durumun sorgulanması gerekir..
İzah etmeye çalıştığımız konu okumuş entelektüel birikimine sahip muhataplar olunca biraz daha kelimelerin seçiciliği devreye giriyor . Yani konuşmak, anlatmak, anlamak, anlayış sergilemek, her insanın farklılıklarına saygı duymak, istişarede uzlaşı kültürünü benimsemek ve bu çerçevede olan hadiseleri değerlendirmek bizi daha
Sağlıklı bir ortamda buluşturup ,kırgınlık psikosundan alıkoyacaktır .
Neden kırılır ve güceniriz, en çok sevdiklerimize kırılır ve güceniriz, bu beklentilerle alakalı bir durumdur, beklentinin her zaman gerçekleşmeyeceğini de bilmemiz lazım bu beklenti yöneticiler açısından değerlendirildiğinde önümüze “Adalet” kavramı çıkıyor ,Yönetimde en alttan üste doğru baktığımızda her kes kendi görev alanı ile ilgili yani kendi penceresinden olaylara bakar, yukarıya
çıktıkça pencere genişler, aşağıya indikçe pencere daralır, yönetici en geniş pencereden değerlendirme yaparken adil davranmak zorundadır, kişisel hırs ve ihtirasla değil ,olayları aklı Selim’le değerlendirmesi gerekir .Aksi durumda adaleti zedelemiş, kul hakkını boynuna kement olarak geçirmiştir. Buda o kurumda, o müessesede başarıyı değil, başarısızlığı ve huzursuzluğu beraberinde getirir.
Olaylara herkes kendi penceresinden bakınca doğru, hak ve hakikati bulmada sıkıntılarımız olur. Taraflar birbirine pencereyi kapatmadan konuşursa, sorunların çözülmesi daha çok kolaylaşır .
Çok küçük ve basıt maddi hatalar bazen büyük kırgınlıklara sebep olmakta buda dost, arkadaş ve kardeşlik hukukunu zedeleyerek daha büyük sıkıntıların habercisi olmaktadır.
Herkes olaya kendi penceresinden baktığı için uzlaşıda ciddi sıkıntılar oluşarak kardeşlik yara alırken kırgınlık, küslüğe, hısımlık hasımlığa dönüşebiliyor. Bunu ortadan kaldırmanın yolu karşılıklı güvendir.
Yılların ve birlikte gidilen yolların hatırı tersyüz edilmemeli, hiçbir maddi unsur veya maddi söylemler kardeşliğimize engel Olmamalı, aksi durumda yılların kardeşliğine zarar vermiş oluruz . Buda vefa ve kadirşinas olmanın önündeki engeller olarak iki tarafında yaralar..
Her zaman yanı başımda hissettiklerim sağımda ve solumda kardeşlerim, arkadaşlarım olmuştur, bu yakınlık ve sıcaklıkta hissettiklerim benim özellerimdir, onların serzenişi, sitemi ve eleştirisi hoşuma gider doğruyu bulmada yardımcı olurlar diye bakarım ve beni benim kadar düşünür ve savunurlar bundan dolayı eleştirilerini, sitemlerini abi kardeş hukuku içinde değerlendiririm.
Başka bir ölçü ve kriter bilmem tanımam. Bu düşüncelerim eğer karşıdaki kardeş bildiklerime yanlış gelmiş ve bunu benimle paylaşmadan başka birisiyle paylaşıp bana kırılmış ve gönül koymuşsa, bu kardeşlerimin de beni anlamasını beklerken bir solukta hukukumuzu göz ardı etmişse bu davranışları beni kırar, beni üzer ve beni incitir.
Kalp kırılmaya görsün, bir sefer yara almıştır, iyileşmesi zaman alır bence bu tür kadim Dostlukların devamı için eften püften iş ve eylemlerin ardına sığınmamalı ve kırgınlıkların sevgi eksenli olduğu gerçeği ile herkesin bir kez daha düşünmesi gerekir.
Dostluklar kolay oluşmuyor, yılların dost ve kardeşliği iki satırlarda yok olmuyor ve olmamalı diyerek biraz buruk olduğumun bilinmesini isterim .Buda benim çok sevdiğim dost ve kardeşlerime sitemim olsun.
Orhan Güreşçe