Muğla’nın saklı cennetlerinden biri olan Kayaköy, Fethiye’nin mistik atmosferi ve tarihi dokusuyla sizi geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bir zamanlar canlı bir Rum yerleşimi olan köy, şimdi sessiz sokakları ve yıkık taş evleriyle tarihin derin izlerini taşıyor. Kayaköy’ün taş sokaklarında dolaşırken her adımınızda tarihin nefesini hissedecek, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği muhteşem manzaralarla büyüleneceksiniz.
Fethiye tatiliniz boyunca deniz, kum ve güneşin tadını çıkarabilir, aynı zamanda Fethiye ve civar bölgelerdeki tarihi ve doğal güzellikleri keşfedebilirsiniz. Hem dinlendiğiniz hem eğlendiğiniz bir tatili konforlu bir konaklama deneyimi ile taçlandırmak için Muğla kiralık villa ya da Fethiye kiralık villa seçeneklerini değerlendirebilir; Tatil Evi üzerinden tatilinizi hızlı ve pratik bir şekilde planlayabilirsiniz.
Kayaköy, Fethiye’nin tarihi atmosferiyle öne çıkan bir köyüdür ve gezilecek pek çok etkileyici lokasyona ev sahipliği yapar. Tarihi taş evler ve kiliseler, köydeki en dikkat çekici yapılardır. Köyün en yüksek noktasında konumlanan Taksiyarhis Kilisesi, muhteşem manzarasıyla ziyaretçilerin beğenisini kazanır. Bunun yanı sıra ziyaretçilerine Kayaköy’ün tarihi ve kültürel geçmişine dair eşsiz bir tanıklık fırsatı sunan Panayia Pirgiotissa Kilisesi de görülmeye değerdir.
Siz de eski Rum evleri arasında yürüyüş yaparak köyün taş sokaklarında kaybolabilir, buradaki tarihi dokuyu iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Kayaköy’ün dar sokaklarında dolaşırken, zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyeceksiniz. Ayrıca köyde yer alan Kayaköy Sanat Kampı ve diğer kültürel etkinlikler, ziyaretçilere farklı deneyimler sunar.
Doğa severler için köy çevresinde birçok yürüyüş rotası bulunur. Kayaköy’den yapacağınız kısa bir yürüyüşle ise Ölüdeniz ve Gemiler Adası gibi popüler turistik lokasyonlara ulaşabilirsiniz. Fethiye Kayaköy, hem tarihi hem de kültürel zenginlikleriyle ziyaretçilerine unutulmaz anılar vadediyor. Şimdi gezilip görülmesi gereken yerleri daha detaylı bir şekilde keşfetme zamanı!
Kayaköy, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve zamanla unutulmuş bir köy olarak bilinir. Özellikle 1923 yılında yaşanan nüfus mübadelesi, köyün kaderini önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu dönemde, Kayaköy’de yaşayan Rumlar Yunanistan’a gönderilirken Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen Türkler köye yerleştirilmiş, ancak bu yeni sakinler de köyde uzun süre kalmamış ve köy zamanla hayalet bir şehir hâline gelmiştir.
Köyde yaklaşık 3500 taş ev bulunmaktadır. Mimarileriyle dikkat çeken evler genellikle tek ya da iki katlıdır. Zaman içinde büyük ölçüde harap olmuş olsalar da bazıları hala dimdik ayaktadır. Evlerin sık ve yakın yerleşimi, köyde gezen ziyaretçilerin kendilerini bir labirentte gibi hissetmesine neden olur. İç mekânları genellikle boş olan evlerin duvarlarında, eski Rum kültüründen izler görmek mümkündür.
Kayaköy’ün terk edilmiş evleri, ziyaretçilerine tarihin sessiz yankılarını sunar. Dar sokaklarda yürürken, bu evlerin bir zamanlar neşeye ve hüzne tanıklık etmiş olduğunu hayal edebilirsiniz. Köyün tepe noktalarından baktığınızda ise hem köyün genel manzarasını hem de çevresindeki doğanın muhteşem güzelliklerini gözler önüne seren bir manzara ile karşılaşırsınız.
Muğla’nın tarihi Kayaköy bölgesi, sadece terkedilmiş Rum evleri ile değil, aynı zamanda önemli dini yapılarıyla da dikkat çeker. Bu yapılar arasında en öne çıkanı, 19. yüzyılda köyün kalbinde inşa edilen Aziz Anargyroi Kilisesi’dir. Tarihi ve mimari özellikleriyle ziyaretçilerin ilgisini çeken kilise, iki katlıdır. Alt katta bir şapel, üst katta ise geniş ibadet alanı yer alır. Kilisenin içi, hem dini temaları hem de dönemin sanatsal anlayışını yansıtan fresklerle süslenmiştir. Dış cephesinde ise Rum mimarisinin belirgin özellikleri olan taş duvarlar ve kemerli girişler dikkat çeker. Çevresinde yer alan eski zeytin ağaçları ve yeşil alanlar, kiliseye ayrı bir huzur katar.
Kayaköy’de Aziz Anargyroi Kilisesi dışında, köyün farklı noktalarına yayılmış birkaç küçük şapel ve ibadethane daha bulunur. Bu yapılar, Rum nüfusunun dini yaşamına dair önemli bilgiler sunar. Doğal taşlardan inşa edilen şapeller, küçük ve sade olmalarına rağmen tarihi ve kültürel anlamda büyük önem taşır.
Kayaköy, doğa yürüyüşlerini sevenler için adeta cennetten bir köşedir. Bölgede, çevresinde zeytin ağaçları ve çam ormanlarıyla çevrili pek çok yürüyüş rotası bulunur. Bu rotaların başında, doğa ve tarih meraklılarına unutulmaz bir deneyim yaşatan Likya Yolu gelir. Likya medeniyetinin kalıntılarıyla dolu olan antik yol, yürüyüşçülere tarih ve doğa ile iç içe bir yürüyüş imkânı sunar. Yol boyunca karşılaşılan tarihi kalıntılar, Likya’nın zengin kültürel mirasını gözler önüne serer.
Kayaköy’den başlayan yürüyüş parkurları, deniz manzaraları ve doğanın eşsiz güzellikleriyle bezenmiştir. Genellikle kolay ve orta zorluk seviyesinde olan patikalar, her yaştan doğa ve yürüyüş meraklısı için uygundur. Yürüyüş esnasında bölgenin zengin bitki örtüsünü ve doğal yaşamını keşfedebilir, doğanın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
Kaynak: HABER MERKEZİ