Van’da Türkiye Gazeteciler Yazarlar ve Aydınlar Birliği Platformu (TÜGYAP) moderatörlüğünde çalıştay düzenlenerek Van için bir araya gelindi.
Van ili İpekyolu ilçesi Cumhuriyet Caddesinde 03.02.2024 tarihinde TÜGYAP konferans salonunda düzenlenen “STK’lar Gözüyle Deprem” çalıştayı dernek başkanı Yasin İpek öncülüğünde düzenlenerek Van için biraraya gelindi.
TÜGYAP tarafından organize edilen, yaklaşık 80 sivil toplum kuruluşunun davet edildiği ve 40’ının paydaşlık yaptığı “STK’lar Gözüyle Deprem” çalıştayı takdir topladı.
Düzenlenen çalıştayla Van’da deprem bilincini oluşturmayı hedefleyen TÜGYAP, yaklaşık 80 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla afetlere dayanıklı yapıların oluşturulması, depreme hazırlık aşamaları ve imar durumu gibi çeşitli konular ele alındı.
“DEPREM KONUSUNDA FARKINDALIK OLUŞTURMAK”
Konuyla alakalı açıklama yapan TÜGYAP Genel Başkanı Yasin İpek, “Türkiye Gazeteciler Yazarlar ve Aydınlar Birliği Platformu, bir algıyı yıkmak adına kuruldu. Herkesin elini taşın altına koyarak bu memleket için bir şeyler yapabileceğini, her şeyin devlet kurumlarına, bürokrasiye ve siyasilere havale edilmeden bireysel çabalarla çözülebileceği anlayışıyla yola çıktık. Amacımız; yakın tarihte yaşamış olduğumuz Kahramanmaraş merkezli depremin 6 Şubat yıl dönümü öncesi hem bir hatırlatma hem de deprem konusunda farkındalık oluşturmak. Deprem çalıştayımızın ikinci ayağı olan bu çalıştay da Sivil Toplum Kuruluşlarını bir araya getirmek istedik. Sivil Toplum Kuruluşları bir ülkede en önemli ve en dikkate alınması gereken kurumların başındadır. Sorun ve problemleri çözme noktasında Sivil Toplum Kuruluşları, Bürokrasi ve Siyasileri yönlendirendir. Bu aslında çok uzakta değil, bunu birlikte de başarabiliriz. Destek verenlerin hepsine çok teşekkür ediyorum. Yaklaşık 80 STK davetli olarak yer alıyor, deprem bilincinin oluşturulması adına önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Deprem ülkesiyiz ve bu konuda gerekli çalışmaların yapılması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu bir başlangıç olsun istiyorum. Sivil Toplum Kuruluşları isterlerse ilimiz özellikle bölgede ve Ülkede hiçbir problemin çözümsüzlüğü kalmaz” dedi.
Kurumları adına söz alan STK temsilcileri, deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası yapılması gerekenleri başlıklar halinde sıralarken, deprem ve diğer afetlere hazırlık sürecinde yapılması gerekenler ile alakalı fikir alışverişinde bulundular.
“HAYATIN DÜZENLİ AKIŞI ENGELLENİYOR”
Afet operasyonlarının, afetler oluşmadan hafife indirgenebileceğine değinen Yeltekin, “Malum olduğu üzere Türkiye bir afetler ülkesi aslında. Afetler günlük yaşantımızı kesintiye uğratan doğal ve insani kaynaklı her türlü konulara biz afet diyoruz. Bir Nükleer Santralinin patlaması, bir barajın yıkılması ya da bir depremin oluşması bunların tamamı doğa ya da insan kaynaklı afetler olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu afetler karşısında tabi ki yaşam kesintiye uğruyor, hayatın düzenli akışı engelleniyor. Bu anlamda, afet operasyonları, afetler, oluşmadan da önlenebilir ya da hafif zararlar ile atlatılabilir. Bunun tek yolu afete hazır toplum oluşturmaktır. STK buluşmasını ve afetlerin değerlendirilmesini çok anlamlı ve önemli buluyorum” dedi.
“SİVİL AFET KOORDİNASYON MERKEZİ OLUŞTURULMALI”
Vadi Doğa Sporları Kulübü ve Nas-sar Arama Kurtarma Ekibi adına konuşan Mahmut Çelik, doğa sporları ve dağcılık alanları ile uğraştıklarından dolayı asıl alanlarının, yüksek irtifa arama kurtarma faaliyetleri olduklarını ifade ederek, “6 Şubat Maraş depreminde de bulunduk. Afet bölgesine giden ilk ekipler arasındaydık. Van özelinde bu sıkıntıları yaşamamız adına, mutlak suretle, yetkili birimlerin dışında sivil afet koordinasyon merkezi kurulmalı ve bu merkez üzerinden hareket edilmelidir” değerlendirmelerini yaptı.
“SAĞLIKLI VE YAŞANABİLİR HALE GETİRİLEBİLİR”
Depremin çevresel etkileri ve verdiği zararlara değinen, Vangölü Aktivistleri Derneği Başkanı, Ali Emrah Dağer ise; depremde oluşan heyelan, erezyon, çatlaklarla birlikte havada ve suda oluşan hasarlar hakkında bilgi vererek, “Özellikle aspestin kanserojen özelliğinden dolayı çok önem gösterilmesi ve dikkatli davranılıp önlemler alınması konusuna bilinçlendirme yapılması gerekir. Eko sistemi ne denli bozduğu ve insanlar üzerinde oluşan yıllar yılı süren etkileri halen gözler önündedir. Deprem sonrası ekolojik denge, çevre faktörü ve doğal yaşam gözetilmeden yapılar oluşturulmaktadır. Bizler, bu bölgede Van Gölü ve ekoloji konusunda gecen yıl, 100 okulda eğitim verdik. Bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları, STK yöneticileri aracılığıyla yaygınlaştırılmalıdır. Maalesef ki, ülkemizde yaşanan afetler ve örnekleri varken, TOKİ’ler doğal yaşam ve insan yaşamı gözetilmeden yapılıyor alan seçimleri doğal yaşama, atıklar çevreye zarar veriyor. Vermiş olduğumuz eğitimler ve farkındalık çalışmaları artırılmalı ve bilinç oluşturulmalı. Çevreye ve insan sağlığına önem verilmeyen bir ortamda devam eden yaşamımız, daha sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmeli” diyerek depremin çevresel ve ekolojik etkilerine dikkat çekti.
“KRİZ MERKEZLERİ HAZIRDA BULUNMALI”
Yaklaşık bir buçuk ay önce kurulan bir arama kurtarma birliği olduklarını ifade eden, Tezgel Arama Kurtarma Birliği Kurucusu, Emin Tezgel, ilk kurulduklarında Afad tarafından kendilerine, “tecrübeniz var mı?” cümlesiyle karşılık verildiğini ancak bu işe gönüllülük esasıyla gerekli eğitimleri almak ve alanlarında faydalı olmak hedefinde olduklarını ifade ederek önemli bir detayın gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Tezgel, “yaşadığımız depremlerde bir detayı paylaşmak istiyorum. Afet sonrası kriz merkezlerini, valilik binasının üst katlarına olusturduklarına denk geldik. Afet kriz merkezleri, çadırlarda olmalı ve kriz ekibinin, afet korkusundan uzak durması sağlanmalıdır. Her Kaymakamlık, Belediye ve Valilik birimlerinin çadır kriz merkezleri hazırda olmalıdır.” şeklinde konuştu.
“İNSANLIK TARİHİNİ DEĞİŞTİREN…”
Profesör Doktor Lokman Arslan, afet yönetiminde veteriner hekim olmadan, afet yönetim planı oluşturulamayacağını ifade ederek, “Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Yetkilisi olarak bulunuyorum. Ancak; aynı zamanda bir veteriner hekimim. Afet yönetimlerinde mutlak suretle, veteriner hekimler olmalı. Çünkü, afetleri sadece deprem, sel ve yangın felaketleri ile kısıtlı görmemek lazımdır. Kurtuluş savaşında birçok noktada başarısız olmamıza neden olan ve bir yıl önce başlayan sığır vebası büyük rol oynamıştır. Cephane taşıma işinde kullanılan öküzler ve besin kaynağı olan sığırlar, sığır vebası ile telef olmuşlardır. Aynı zamanda yakın zamanda meydana gelen, corona, kuş gribi gibi salgınlarda da hayvan faktörü ve veterinerlik mesleği ön plana çıkmıştır. Gerekli değeri ve saygınlığı görmese bile, bu salgınlarda başrol oyuncusu olan veterinerlik mesleğinin önemi, salgınların tamamının hayvanlardan başlayarak insanlara bulaşması olarak gösterilebilir. İnsanlık tarihini değiştiren salgınların tamamı hayvanlardan gelmiştir.” Şeklinde konuşarak, Afet öncesi ve sonrası oluşacak, insan ya da hayvan eksenli, ya da hijyen koşullarında doğacak salgınların önlenmesinde veterinerlerin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“MALZEME İHTİYACI DA GÖZETİLMELİ”
Afet öncesi hazırlıkların içerisine hayvan odaklı hazırlık çalışmasının da alınması gerektiğine dikkat çeken Arslan, “Bir toplumda mevcut hayvan sayısı istatistikleri bilinmeli ve ona göre hazırlık yapılmalıdır. Hayvan mevcudu ve hayvan kurtarma faaliyetleri hayatın olağan akışına kavuşması adına, afet sonrası çok önemlidir. Modern toplumlarda sahipsiz hayvan olmaz. Deprem çalışmalarının bütün canlıları kapsayacak şekilde yapılması gerekir. Bir ilde yaklaşık iki milyon sahipli ve bir milyon sahipsiz hayvan varsa, onların, barınma, yiyecek ve içecek ihtiyaçları dikkate alınarak, çadır ahırlar, sıcak ve soğuk hava şartlarından korunmaları adına gerekli ekipmanlar, beslenme imkanları gibi hazırlıklı olunmalı ve bu yönde çalışma yapılmalıdır. Afet sonrası kurtarılan bir çiftçinin, yaşamını devam etmesi adına geçim kaynağı olan, koyun, keçi sığır gibi hayvanlarını barındırıp besleyip, geçimini sağlayacağı bir ortam hazırlanmalı ve devlete bindireceği külfetten biran önce kurtulması sağlanmalıdır. Bu örneğimizi, Van Başkale depremi ve sel felaketlerinde gördük ve yaşadık. Önümüzdeki süreçlerde bu tür sıkıntıların yaşanmaması adına, önlemler alınmalı ve hazırlıklı olunmalıdır. Elbette insan merkezli kurtarma faaliyetleri ön planda tututlacaktır ancak, bizler de mesleğimizin gereği olarak afetlere bu yönde bir bakış açısıyla yaklaşmaktayız.”dedi.
ÖZGÖKÇE, “İLKOKULDA TEMEL DERS OLARAK BIRAKILMALI”
Turizm camiası adına söz alan, TÜRSAB Doğu Anadolu Bölge Başkanı Cevdet Özgökçe, turizm sektörünün, havadan nem kapan ve çok hassas bir camia olduğuna dikkat çekerek, afetlerin ve özellikle depremlerin kendilerini derinden etkilediğine dikkat çekerek, “6 şubat Maraş merkezli deprem sonrası göç edenlere sektör olarak elimizden geleni yaptık. 85 otelimizde depremzedeleri ağırladık. Yüzlerce tır yardım malzemesi gönderdik. Buna rağmen sektörümüz, özellikle deprem bölgesinde çok büyük sıkıntılar yaşadı. Ülke genelinde, organizasyonlar iptal oldu. Seyahat firmaları normal düzenlerini depremzedeler için değiştirmek zorunda kaldılar. Depremin artçıları ve ismi bile turizm faktörünü etki altında bırakmaya yetiyor. Deprem konusunun, öncesi ve sonrası olmak üzere, ilkokuldan itibaren temel ders olarak verilmesi gerekir. Çocuk yaşta alınan etik, ahlaki ve teknik bilgiler, önümüzdeki yıllarda afet faktörüne hazırlıkta büyük pay sahibi olur diye düşünüyorum” diyerek, özellikle, deprem konusunun müfredata eklenmesi konusunda vakit kaybedilmemesi gerektiğini iletti.
“AFET SONRASI, YARDIM MALZEMELERİ, KOORDİNELİ YAPILMALI”
Van Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Bölge Odası Başkanı, Yakup Örenci, “2011 Van depremi ve sonrasında 2023 Maraş merkezli deprem olmak üzere ikisinde de aktif olarak bulunduk, asıl alanımız, afet sonrası, vergi mükellefleri ve üyelerimizin, mücbir sebeple doğan mağduriyetlerini ortadan kaldırmak olsa da, yardım faaliyetlerinin içinde de bulunduk. 2011 Van depremi sonrası, dönemin bakanlarından Mehmet Şimşek ile, bölgemizin afet bölgesi ilan edilerek gerekli kolaylıkların sağlanması için görüşmeler yaptık. Bir yıl önce yaşanan, Maraş depreminde de yardım malzemeleri desteğinde bulunduk. Oda olarak bir tır yardım malzemesi götürdük. Yardım malzemesi götürürken en fazla dikkatimizi çeken konu, yardım malzemelerinin ihtiyaca göre koordineli şekilde belirlenmemesi ve gelen yardımların bir çoğunun, yolların kenarına dökülerek, ihtiyaca cevap verememesiydi. Afet öncesi belirlenecek planlar ve bilinçlendirme çalışmaları ile bu konu daha faydalı bir hale getirilebilir. STK olarak önerimiz, afetlerin, hayatımızın olağan akısına minimum etki yapması adına önceden hazırlıklar yapılmalıdır. Bilinçlendirme, koordinasyon ve eğitim çalışmaları ile zararların hafif atlatılması sağlanabilir. Afet sonrası en önemli etkenlerden olan, sanayi, ticaret ve ekonomik faaliyetleri temsil eden bizler ve temsil ettiğimiz camianın talepleri ve istekleri de önceden alınacak önleme toplantıları ve koordinasyon çalışmalarında gözetilmelidir” dedi.
“EĞİTİM VE TECRÜBELERİMİZİ AKTARMAYA HAZIRIZ”
İHH Başkan Yardımcısı Şevket Alp, STK’lar ve afet gönüllülerine, tecrübe aktarımı ve eğitimler konusunda destek verebileceklerini ifade ederek, “Van’da 10 yıllık arama kurtarma ve yardım organizasyonu tecrübemiz ile kapasitemizi Van ve bölge illeri adına kullanmaya hazırız. 6 şubat depreminde Adıyaman’da görev yaptık. Afet sonrası yaşanılan sıkıntı sorun ve ihtiyaçları bilen bir ekibimiz var.” Diyerek önümüzdeki süreçte gerçekleştirilecek organizasyonlara da katılım sağlayayacaklarını belirtti.
“STK YÖNETİCİLERİ, BİR ARAYA GELEREK SORUNLARA NEŞTER VURMALIYIZ”
Van Emlakçılar Dayanışma Derneği Başkanı, Orhan Özdek STK’ların önemine değinen bir konuşma yaparak ildeki imar sorunu, düzensizlikler, çarpık yapılaşma ve afetler konusundaki fiziki eksikliklerden yakındı.
Özdek, “İlimizde en öncelikli konu, imar planındaki eksikliklerden dolayı bir revize çalışmasının yapılması gerekliliğinin elzem olmasıdır. İlin, sosyolojik ve jeolojik yapısına bakarak bir çalışma yürütülmesi gerekiyor. İmar planında var olan sorunların giderilmesiyle başlanarak, fiziksel eksiklikler tamamlanmalıdır. Bu eksiklikler tespit edilirken gelişmekte olan kentler göz önünde bulundurulabilir. Eski Gaziantep ile yeni Gaziantep, Diyarbakır, Kayseri ve birçok ilin yapılanma ve gelişme süreçlerinde nasıl bir yol izledikleri emsal alınabilir. Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi ilimizde de deprem sorunu vardır ve bununla yaşamayı öğrenmeliyiz. deprem ve binalar konusunda ilimizde fiziki eksiklikler var. Van’da düzensizlik sorunu olduğu için hak ettiği noktaya ulaşamıyor. STK’lar ve yöneticiler bir araya gelip sorunlara neşter urmalılar” diyerek, STK’lar isterlerse ve bir araya gelirler ise bu sorunların birer birer çözüleceğini anlattı.
STK’lar gözü ile deprem çalıştayı, katılımcılara sunulan, kent konseyi oluşum çalışması için ilk adım toplantısı kararının görüşülmesiyle sonlandırıldı.
Van Gazetesi