Birbirinden lezzetli yemekleri bulunan Van’ın gastronomide iyi noktalar gelmesi için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Van Gastronomi Festivali bunun önemli bir örneği iken zengin mutfak kültürüne sahip olan Van’ın henüz gastronomi kimliğinin henüz oluşmadığı görülüyor.
Tanıtımın ve festivallerin yeterli olmadığı Van’ın gastronomisi ile ilgili Şehrivan’a konuşan VANPAD Başkanı Nurullah Kaplan, “Van’da gastronomi merkezi açılmalı” dedi.
Van Kahvaltısı, Keledoşu, Ayran Aşı, İnci Kefali, Otlu Peynir gibi zengin bir mutfağa sahip olan Van’da gastronomi turizmine yönelik çalışmaların yeterli olmadığı görülüyor. Tanıtım ve festival yetersizliğine rağmen özellikle son yıllarda açılan restoranlarla birlikte Van’ın gastronomide iyi bir noktaya gelmesi hedefleniyor. Kentte gastronomiye yönelik etkinlikler de yapılırken, bu kapsamda geçen yıl Van’da ilk kez gastronomi festivali düzenlendi. Van’da gastronomiye yönelik yeni yeni çalışmalar yapılırken, kentin hâlâ gastronomi şehri unvanını almaması, kentte gastronomi merkezinin olmaması ve Van gastronomisinin tam anlamıyla tanıtılmaması da eksiklik olarak görülüyor.
Van’ın gastronomide hak ettiği noktaya gelmesi için 2014 yılında kurulan Van Aşçılar ve Pastacılar Derneği (VANPAD) önemli çalışmalara imza attı. Van’ın birçok lezzetinin tescillenmesine de ön ayak olan VANPAD’ın Başkanı Nurullah Kaplan, kentte gastronomi merkezinin açılması ve festivallere ağırlık verilmesi gerektiğini dile getirdi.
VAN, GASTRONOMİDE HAK ETTİĞİ NOKTADA DEĞİL!
Gastronominin önemine değinen Kaplan, “Şehirleri ayakta tutan gastronomidir. Turizme en büyük katkıyı gastronomi sağlar. En büyük parayı turizm bırakır. Gastronominiz yoksa turizm de yapamazsınız. 2014’ten sonra ekip arkadaşlarımızla birlikte Van’ın gastronomisinin iyi noktalara gelmesi için çaba sarf ettik ve şu an iyi de gidiyor. Bu alanda faaliyet gösteren restoranlarımız var. Urartu Han, Şehrivan Sofrası, Firavun, Kuşhane, Van Menceli… Bu restoranları kuranların çoğu da bizim derneğimizden kişilerdir. Gastronominin zeminini bizim lezzetlerimiz, bitkilerimiz oluşturuyor. Önce bunların tanıtımının yapılması lazım. Tanıtım için de yetkililerin bu işe el atması lazım. Van otlu peyniri, kekik, Van kahvaltısı, Van keledoşu, Van ayran aşı… Şu an balık mevsimi. Güzel bir balık festivali yapılabilir. İnci kefaliyle ilgili bir festival düzenlenebilir” dedi.
KAPLAN: VAN’DA GASTRONOMİ ALANINDA PAZAR OLUŞTURULMALIDIR”
Kaplan, Van’da gastronomi alanında pazar ağı oluşturulması gerektiğini dile getirerek, “Van’da keledoş olsun, helise olsun, Van kavurması olsun, Van tavası olsun tüm yemekler restoranlarda rahatlıkla bulunuyor. Şu an 22 tescilli ürünümüz var. 40 tane de başvurumuz var. Hepsi gastronomiye dayalı. Her ilde olduğu gibi Van’da da gastronomi alanında pazar ağır oluşturulmalıdır. Düzenli olarak gastronomi festivallerinin yapılması lazım. Van pazarda yer almak istiyorsa sürekli tanıtımını yapmalıdır. Van da turizme açık olduğu için, İran ve Irak’a sınır bir il olduğu için gastronomide daha da büyümesi lazım. Çünkü bu coğrafya medeniyetlerin başkenti. Bu medeniyetlerden bize çok güzel miraslar kaldı. Biz Aşçılar Derneği olarak yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Pazar ağır oluşturmak için çok emek verdik ve emek vermeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“VAN GASTRONOMİ ŞEHRİ OLMALI”
Van’da gastronomi merkezinin açılması gerektiğini belirten Kaplan, “Gastronomi Festivalinin 2’ncisini yapmak istiyoruz. Festivalin Van’a faydası oluyor. Festivali yaptığımızda buraya gelen misafirler kendi illerine gittiğinde kentimizin tanıtımını yaptı. Bizi arayıp tekrar festivalin olup olmayacağını soruyorlar. Biz de Van Aşçılar Derneği olarak fuarlara katılıp kentimizin lezzetlerinin tanıtımını yapıyoruz. Van gastronomi şehri olmalı. Bunun hayata geçirilmesi lazım. Van’da gastronomi merkezi açılmalı. Van yemek müzesi gibi bir yerin bize tahsis edilmesi lazım. Van’ın tüm yemeklerinin reçetesini çıkarabileceğimiz bir alanımızın olması lazım. Endemik bitkilerimizin, başvurularımızın, coğrafi işaretli ürünlerimizin tanıtımı için gastronomi merkezine ihtiyacımız var. Malatya’da, Gaziantep’te, Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da var. Müze tarzında olmalı ve Van’a dair lezzetler bu müzede olmalı ve tanıtılmalı. Bir mutfak olmalı içerisinde, eğitim almak isteyenler burada eğitim alabilmeli. Anca bu şekilde Van’ın yemek kültürü yaşatılabilir. Yoksa lezzetlerimiz unutulur gider” diye aktardı.
VAN’IN BİRBİRİNDEN LEZZETLİ YEMEĞİ VAR AMA TANITAN YOK!
Kaplan, Van’ın gastronomi şehri unvanını alması gerektiğini dile getirerek şunları söyledi: “Gaziantep, Gastronomi Şehri unvanı aldı. O programa ben de katıldım ve çok da üzüldüm. Van niye bu unvanı alamadı? Van’da neden böyle bir şey yapamıyoruz? Van’da niye bu kadar insanı bir araya getiremiyoruz? Adana’da her yıl festival düzenleniyor. Festivale 3 ay kala İstanbul’da lansman toplantısı yapıyorlar. Geçen sene 36 milyon harcayarak Türkiye’nin en büyük gastronomi festivalini düzenlediler. 500 binden fazla kişi katıldı. Oteller de yer kalmamıştı. Ben de otelde yer bulamadığım için gidemedim. Van’da böyle bir festivalin yapıldığını düşünün.”
VAN’IN GASTRONOMİ KİMLİĞİ YOK!
Kaplan, kentte gastronomiye yönelik festivallerin yapılması gerektiğine dikkat çekerek, “Gastronomi alanında gayret gösterilmeli, çaba sarf edilmelidir. Gastronomi festivalini yapmayı düşünüyoruz. Ama birileri bize bu konuda destek olmalı. Gastronomi alanında Van’da ses getirecek festivaller düzenlenmeli. Tüm belediyelerin birleşip her ilçenin ürünleri festivalde tanıtılmalı. Her ilçenin coğrafi işaretli ürünler için başvuru yapması lazım. Van’da pazar ağının oluşturulması lazım. Herkes bu konuda elini taşın altına koymalı. Festivaller önemsenmeli. Tanıtım iyi yapılmalı. İnsanlar Van’a çekilmelidir” dedi.