Düğünde takılan bilezik, kolye, altın gibi ziynet eşyası ve nakit para kadının mı, erkeğin mi? Hürriyet yazarı Oya Armutçu, Yargıtay’ın emsal niteliğindeki kararın detaylarını bugünkü köşesinde kaleme aldı. İşte Armutçu’nun yazısı;
Düğünde takılan bilezik, kolye, altın gibi ziynet eşyası ve nakit para kadının mı, erkeğin mi? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı gereği, düğünde altınlar kim tarafından kime takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı sürece kadına “bağışlanmış” ve “kişisel malı” sayılıyor. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, “80 yıllık Yargıtay uygulaması böyle” dedi…
Beş yıllık evli kadın okurum A.Y.K., eşiyle boşanmaya karar verdiklerini, düğünde takılan 10 düz bilezik, beş burma bilezik, 1 Trabzon hasır set, altın zincir, 30 adet altını nasıl paylaşacaklarını soruyor. A.Y.K. ve düğün takılarının kime ait olduğunu merak eden okurlarımın sorularını Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay kararları ışığında yanıtlamak istiyorum. Yanıtlarım bakın şöyle:
Yargıtay ne diyor? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun güncel kararı gereği düğünde takılan altınlar kim tarafından kime takılırsa takılsın çiftin arasında aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı müddetçe kadına bağışlanmış sayılıyor. Türk Medeni Kanunu’nun 220. maddesine göre kadın eşin “kişisel malı” olduğu kabul ediliyor. Yani düğünde takılan tüm takılar kadına ait kabul ediliyor. Fakat iki istisnası var; eşler aksine bir anlaşma yaparlarsa düğün altınları konusunda farklı bir mal paylaşımı olabiliyor. Ancak yargılama aşamasında bu anlaşmanın ispatı gerekiyor. O yörede farklı bir örf ve adet kuralı var ise, eşyanın kime ait olduğu konusunda da Yargıtay kararlarında farklılık görülebiliyor.
Boşanma davalarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan’a da uygulamada bir değişiklik olup olmadığını sordum. Başkan Gençcan, “Düğünde geline ya da damada kime takılırsa takılsın ziynet eşyası, altın ekonomik değeri olan takılar kadının hakkıdır. Kadının kişisel malı sayılıyor. 80 yıllık Yargıtay uygulaması böyle ve aynı” değerlendirmesi yaptı.
Farklı bir karar var mı? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, üç yıl önce 4 Mart 2020, 2017/3-1040 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararında, düğünde erkeğe takılan takıların erkeğe, kadına takılan takıların ise kadına ait olduğunu belirtti. Ancak bu yerleşik bir uygulama halini almadı. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, düğün takısı kadının hakkı. Boşanan kadın, ziynet eşyası davası açarak düğünde takılan bilezik, kolye, küpe ve çeyrek altın gibi altın türünde olan eşyaların iadesini talep edebilir.
Ziynet eşyasını iade davası nasıl açılır? Eşinden boşanmak isteyen taraf, düğünde takılan takıların kendisine iadesini istiyorsa boşanma davası ile birlikte ziynet eşyasının iadesi için dava açabiliyor. Boşanma davasından ayrı olarak ziynet eşyası iade davasını açma hakkı yok. Dava açan taraf, mahkemeden ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iade mümkün değilse ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesini talep edebiliyor.
Görevli ve yetkili mahkeme hangisi? Ziynet eşyasının iadesi talepli davalarda görevli mahkeme, aile mahkemeleri. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri görevli mahkeme. Asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla bu tip davalara bakabiliyor. Yer yönünden davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkili.
Faiz istenebilir mi? Faiz talep edilebiliyor. Ancak davacı tarafın ziynet eşyasının iadesi davasında bu faizi talep etmesi şart. Davada, talep edilmeden mahkeme faize hükmetmiyor. Faiz olarak yasal faiz uygulanıyor. Faiz dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere işletiliyor.
İade davasında zamanaşımı var mı? Bu tarz bir davada taraflar ziynet eşyasının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesini talep edebiliyor. Zamanaşımı süresi bu iki talebe göre farklı uygulanıyor. Örneğin ziynet eşyası davalı kocada bulunuyor ve aynen iadesi mümkün ise iade davası her zaman açılabilir. Ancak ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün değil ise on yıllık zamanaşımı süresi var. 10 yıllık zamanaşımı süresi tarafların boşanma davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlıyor.
Bilirkişi nasıl rapor verir? Dava dilekçesi ekinde örneğin davacı kadın, düğün CD’si ve çekinilen fotoğrafları mahkemeye sunuyor. Bilirkişi dosyaya sunulan CD, fotoğraf ve belgeler doğrultusunda hesaplama yapıyor. Bilirkişi öncelikle düğünde taraflara ne kadar altın takıldığı, bu takılan altınların cinsi, değeri ve miktarının ne olduğunu belirliyor. Raporda, düğünde takılan altınların miktarı ve cinsi sıralandıktan sonra değeri de hesaplanarak gösteriliyor. Altınların değeri hesaplanırken davanın açılış tarihi esas alınıyor.
Yargıtay kararlarında, ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen ve kolayca taşınabilen bir eşya niteliğinde olduğu vurgulanarak, davacının dava konusu ziynet eşyasının elinden zorla alındığını ispatlamakla yükümlü olduğu kayda geçirilmiş. Bu nedenle bu tip bir davanın açılmasından önce hazırlık yapılıp, deliller mahkemeye gösterilmeli. Çünkü delil ispatı olmadığı zaman dava reddediliyor. Aynı konuya ilişkin olarak bir daha da dava açılamıyor. Örneğin ziynet eşyasının iadesine dair dava açan kadın davacı, düğünde takılan altınların davalı koca tarafından alındığını ve kendisinde bulunmadığını ispatla yükümlü oluyor. İspatlayamazsa davası reddediliyor. Davacı kadın, altınlarının kendisinde olmadığını ya da davalı ya da davalının ailesi tarafında kendisinden alındığını “tanık, fotoğraf, mesaj, ses kaydı” gibi birçok delil ile ispat edebiliyor. Tanığın, davacıdan ya da davalıdan duyduğunu anlatması, bir sohbet içerisinde başkasından duyması ispat sayılmıyor. Ancak tanığın davalı kocanın, davacı kadının elinden altınları aldığını bizzat görüp, mahkemede bunu beyanı ispat için delil sayılabiliyor. Davalı taraf da altınların kendisinde olmadığını ispatlamakla yükümlü. Tüm bu ayrıntılar yüzünden okurlarıma bir avukat ile mahkemeye gitmelerini öneririm.
Çiftlerin evlilikleri sırasında birikim amacıyla almış oldukları altınlar üzerinde her ikisinin de yasal hakkı var. Ancak erkek tarafından kadına ya da kadın eş tarafından erkeğe “hediye” olarak alınan takı ya da altın “bağışlanmış” sayılıyor. Bu nedenle dava açılarak evlilik birliği içerisinde alınan hediye takının iadesi talep edilemiyor.
Karı-koca arasında yapılan bir anlaşma ile düğün takıları ile bir araba alındıysa, kadın eş artık altınların aynen iadesi talepli bir dava açamıyor. Böyle bir durumda altınların değeri ve alınan malın değeri detaylı inceleniyor. Düğün takıları ile arabanın değerinin bir kısmı ödenmiş ve araç kadın üzerine kayıtlı ise, kadın ziynet eşyasına dair iade talepli dava açamıyor. Ancak erkek eş, kadın üzerine kayıtlı olan araçtan mal paylaşımına dair hak talep edebiliyor. Araç değerinden kadının hakkı olan ziynet eşyası değeri düşülüyor. Geri kalan değer kadın ve erkek arasında paylaştırılıyor. Örneğin, düğünde takılan altınlar 400 bin TL tutmuş olsun. Tarafların birikimi olan 700 bin TL eklenerek bir araç alınsın. Mahkeme, bu araçtan düğün altınlarının bedeli olan 400 bin TL olan kısmı kadının “kişisel malı” sayıyor. Geriye kalan 700 bin TL’yi ise her iki taraf arasında ikiye bölüyor. Erkek eşe bu durumda 350 bin TL para düşüyor.
cnntürk haber