Hayat bize yaşam şartlarını mevsimler gibi bir döngü ile sunuyor. Bir tırtılın kelebek olma serüveni gibi, yaşamak için bazı direnclerden geçmek gerekir. Bu doğal bir süreçtir. Fakat bu süreci yaşarken kötü niyetli ve kötü düşünceler üreten insanların birbir hayatımızda eksilmesi azalması bizim ne kadar doğru bir eksende fikir ürettiğimiz ve insana yardımcı olduğumuzun göstergesidir.
Bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Rabbime şükürler olsun. Art niyetli insanlar giderek çevremde azalmaya başladı. İnsan ruhun dinginliği ile durulanmak istiyor. Bu bir ihtiyaç ve benim hayatımda giderek bu anlamda durulanıyor. Tabii geçen günlerde kırk yaşının ilk ayağını oluşturduk. Bazı şeyler rayına otururken, bazı şeylerde bizim raydan çıkması gerekiyordu. Öyle de oldu.
Hayat mevsimler misali bizleri de feleğin çemberinde misafir ediyor. Han ve hancı, ham ve olgun meyve, insan ve nisyan, isyan ve dua gibi metafor bağlamda kuşatılmış bir düşünce atlası içindeyiz. Bu çoğu zaman bir ifade biçimi, resmi veyahut gayri resmi ruh halinin durumunu ve kaygılarını dile getirir. Bu durumda insanlar şekil almaya başlar ” iyi ve kötü ” bu durumda ortaya çıkar. Yolu iyiliğe revan olanlar ile birlikte yol almaya hak ve hakikati anlamaya çalışırız. Kötülük ekseninden uzaklaşıp kendi yolumuzu mevsim şartlarında giyinmenin bilinci ile hareket etmeliyiz.
Bakıyorum son zamanlarda mevsim kış iken kısa kol gömlek ile gezenin akıbeti hastalanmış bir ruh halinde bekleyen mutsuz ve huzursuz insanlara denk geliyorum. Ya da kışın ortasında palto ile gezen insanların toplumdaki farklı biçimlerini görüyorum. Yoksa çok basit bir denklem ile herşey rayına oturulabilir iken düşünce atlasını kötülük fikirleri ile kirleten ve dünyayı yaşanamaz hale getiren kötü alışkanlıklardan korunma yolları ve yöntemlerini bile bilmiyoruz. Nedeni kirlenmiş ruhların temizlenmeden, durulanmadan aynı alışkanlıklar içinde yönünü şaşırmaya ve şaşırtmaya devam etmesi ile bağlantılı olabilir.
Depremler, felaketler yaşanması imkansız dediğimiz herşey dahil bu metafor denklemine düşünce atlası içinde durulanmak şartı ile bu hakikati görebiliriz. Onun için sizi kötü yönde etkileyen her türlü insandan uzak durun. Bakın o zaman raylar nasıl yerine oturmuş oluyor.
Bende yolumu kaybettim, buldum. Buldum, kaybettim, nihai sonuç iyilik eksenli düşünmek bile ibadettir. Hayat yaşamak zorunda kalmadan yaşamayı tercih etmeye çalışıyoruz. Oysa hayatı mevsimlerin şartlarına göre doğal bir şekilde düşünce atlası içinde fikirleri şartlara göre değerlendirmek üzere bir metot ile geliştirerek yaşamalıyız.
Yaşar Adıyaman/