Bilim insanlarının tasarladığı yapay rahim konsepti zorlukların tarihe karışacağı, karın dışında kapsüllerde gelişip büyüyen bebeklerin olabileceğini öngörüyor.
Son yıllarda düşen doğurganlık oranları, tüm dünya için bir tehdit haline gelmiş durumda. Bu duruma çözüm arayan bilim insanları ise ufukta parlayan ve insanlar için olan yeni konseptlerin haberlerini çok geçmeden tüm dünya ile paylaşıyor: Yapay rahimler!
2017 yılında bilim insanları “BioBag” adını verdikleri ve yapay rahim görevi gören bir buluşa imza attılar. “Biobag” yavru kuzuları, fareleri yetiştirdi. Şimdilerde ise insanlar için EctoLife adında yapay bir rahim tesisinden söz ediliyor.
Bilim insanları 2017 yılında BioBag yapay rahim teknolojisiyle 105 ile 120 gün boyunca sekiz cenin kuzu yetiştirmeyi başarmıştı.
2021 yılında ise yapay rahimlerde 11 güne kadar fare embriyoları yetiştirildi.
Bu gelişmeler doğrultusunda da insanlar için ne yapabiliriz diye düşünen bilim insanları, yapay rahim tesisi “EctoLife’ın” ilk adımını attı.
Webtekno’nun detaylarını aktardığı çalışmada EctoLife, gebe kalmakta zorlanan, rahmi olmayan, hamilelik döneminin sancılı süreçlerinde zorlanan ya da evlat edinme gibi zorlu ve uğraştırıcı dönemleri yaşamak istemeyen insanlar için tasarlanan bir konsept olduğu aktarılıyor.
Bilim insanları bu konseptin zamanla geleneksel doğumun yerini alabilecek güce sahip olduğunu ve büyük bir etki yaratacağını savunuyorlar. Peki nasıl oluyor da pamuğa ektiğimiz fasulyeler gibi kapsüllerde bebekler yetişiyor?
Yapay rahme düşecek ilk bebek tanesi için gerekli ilk adım elbette tüp bebek yoluyla sağlanan yumurta ve spermin birleşimi. Bu birleşim, canlı ve genetik olarak üstün embriyoların seçilmesine olanak tanıyor. Bu seçilim aynı zamanda embriyoyu yapay rahme yerleştirmeden önce aileden gelen kalıtsal genetik hastalıkları tanımak ve önlemek, doğum kusurlarını taramak gibi olanakların sağlanacağını varsayıyor.
Bilim insanları, yapay rahme yerleştirilen embriyo sonrasında ideal gebelik koşullarını sıcaklık kontrollü, enfeksiyonsuz bir rahim görünümünde olabileceğini de öngörüyor. Yapay bir göbek kordonu ile başlayan süreç, bebeğiniz oksijen ve beslenmesini sağlayabilir, atıklarını uzaklaştırıp bir biyoreaktörden geçirebilir ve bu süreçte enzimlenerek sürekli ve sürdürülebilir taze besin kaynağına dönüştürülebilir.
Yapay rahim konsepti ile bebeğinizi bir kapsüle yerleştiriyorlar. Ama bebeğinizi ultrasonda görmek ya da karnınıza attığı tekmeyi hissetmek gibi isteklerinizin de mümkün olduğu bilim insanları tarafından öngörülüyor.
Yapay zekadan sonuna kadar yararlanan bu konsept, bebeğinizi izlemek, duymak ve hissetmek için de çalışmalarına devam ediyor. Yapay rahmin içinde bulunan ve bir sanal gerçeklik kulaklığı ile eşleştirilmiş 360 derece kameralar bebeklerinizi görmenize ve duymanıza olanak sağlayacak gibi duruyor. Bu kameralar bebeğinizin yaşamsal faaliyetlerinin izlenmesinin yanı sıra bebeğinizin gelişim aşamalarını bir video haline getirmeyi öngörerek bu anları adeta bir reels videosu gibi akıllı telefonlarınızdan izleyebileceğiniz bir deneyime dönüştürmeyi hedefliyor.
Bebekler, ebeveynlerinin 2022 çalma listelerini, en çok dinledikleri şarkıları kaçırmasınlar diye de çalışmalar yapıldı.
Yapay rahim konsepti, bebeğinizin gelişimini an an size sunmayı tasarlarken yukarıda bahsettiğimiz bu kameralar ve hoparlör ile de birçok ses dinletme -anne karnındaki doğal ses gibi- imkanı sunmayı hedefledi. Belki de artık bebeğinizi hissetmek için bütün gün eliniz karnınızda gezmenize gerek kalmayacak. İster kendi sesinizi ister elektrik süpürgesi sesini ister Spotify yıllık özetinizi bebeğinize dinletebileceksiniz.
Yapay rahim konsepti, hamilelik döneminin bütün sancılı süreçlerini yok edip bebeği anne karnı dışında geliştirirken bu hissi yaşamanın doğallığı üzerine de çalışmalar yapmaya devam ediyor. Örneğin, bebeğinizin tekmesini duymak isterseniz dokunsal bir elbise giymeniz tasarlanarak bu hissi yaşayabileceğiniz öngörülüyor. Ya da bebeğiniz doğarken VR gözlükler ile onunla yeniden dünyaya gelme deneyimi gibi çok çılgınca fikirler bu konseptin temellerinden birini oluşturuyor.
Bebeğinizi izlediğiniz, duyduğunuz, hissettiğiniz zamanların sonuna gelip kucağınıza almak istiyorsanız. Bilim insanları, bebeğin gelişimini ve doğum sürecini tamamladıysa bir düğmeye basarak hayata gözlerini açtırabileceklerini öngörüyorlar. Bu fikirler distopik gibi görünse de önceki test edilen süreçler olumlu sonuçlandığı için insan bebekler için de bu sistemin sorunsuz işlemesi mümkün görünüyor.
Öte yandan uzmanlar bu teknolojik gelişmenin etik tartışmaları da beraberinde getirebileceğini söylüyor.
Kaynak: Cumhuriyet.com.tr